2 Bin Yıllık Sır çözüldü: ‘Toprak Askerleriyle’ ünlü Çin’in Ilk Imparatoru Huang’ın ölümsüzlük Iksiri Resmen Kanıtlandı

Çinli arkeologlar, Tibet Platosu’nda yaklaşık 2.100 yıl öncesine tarihlenen bir kaya yazıtı keşfetti. Yazıtta, Çin’in ilk imparatoru Qin Shi Huang’ın “ölümsüzlük iksiri” arayışıyla Kunlun Dağı’na gönderdiği simyacı seferi anlatılıyor. Yazıtın otantikliği Çin’in Kültürel Miras İdaresi tarafından onaylandı.

Çinli arkeologlar, Qinghai eyaletindeki Gyaring Gölü yakınlarında, deniz seviyesinden 14 bin feet yüksekte yer alan antik bir kaya yazıtı ortaya çıkardı. 2020’de bulunan yazıt, “Beşinci derece büyük usta Yi”nin Qin Shi Huang tarafından Kunlun Dağı’na “yao” toplamak için gönderildiğini kaydediyor. “Yao” sözcüğü hem şifalı otlar ve mineralleri hem de efsanevi ölümsüzlük iksirini ifade edebiliyor.

Tarihi seferin izleri

Yazıt, imparatorluğun 37. yılında gerçekleşen seferde, ekibin göle kadar ulaştığını ve 40 mil ötedeki Kunlun Dağı’na yöneldiğini aktarıyor. Qin Shi Huang’ın, ölümsüzlük arayışıyla Japonya’ya da seferler gönderdiği biliniyordu. Ancak bu keşif, imparatorun batıya da benzer bir sefer düzenlediğini ilk kez doğruluyor.

‘Zorlu coğrafyada cesur keşif’

Yazıtı 2020’de bulan Hou Guangliang, “Qin döneminde bu zorlu ve ıssız coğrafyaya ulaşmak olağanüstü bir cesaret gerektiriyordu” dedi. Yazıt, Çin’in en eski hanedanlıklarından biri döneminde Tibet Platosu’na yapılan keşiflerin somut kanıtı olarak öne çıkıyor.

Otantiklik tartışmaları

Keşiften bu yana yazıtın sahte olup olmadığı tartışılıyordu. Ancak Çin Ulusal Kültürel Miras İdaresi, yazının Qin hanedanlığına ait olduğunu duyurdu. Kullanılan “xiaozhuan” yazı stili ve taşın işlenme tekniği, dönemin özellikleriyle örtüşüyor. Ayrıca modern aletlerle yapılmış olma ihtimali de dışlandı.

Akademik şüpheler sürüyor

Buna rağmen bazı tarihçiler hâlâ şüphelerini dile getiriyor. Pekin Üniversitesi’nden tarih profesörü Xin Deyong, doğrulama raporlarının ve uzman isimlerinin kamuoyuna açıklanmasını istedi. Deyong, “Bu sadece hükümetin otoritesine bırakılacak bir mesele değil, akademik dünyanın da bilme hakkı vardır” dedi.

Sputnik Türkiye.