3I/ATLAS’ın ‘ne Olduğu’ Ortaya çıktı: ‘Yıldızlararası Bir Haberci’

Bilim insanları, 3I/ATLAS’ın yıldızlararası kökenli bir kuyruklu yıldız olduğunu, Güneş’e hızla yaklaştığını ve doğal bir gök cismi olduğunu doğruladı.

Güneş Sistemi’ne hızla yaklaşan yıldızlararası kökenli gök cismi 3I/ATLAS’ın en net görüntüleri Şili’deki Gemini Güney Gözlemevi tarafından kaydedildi. Dünya’dan yaklaşık 380 milyon kilometre uzaklıktayken çekilen bu görüntüler, cismin bir kuyruklu yıldız olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Gökbilimciler, bu cismi ‘yıldızlararası bir haberci’ olarak tanımlarken, kuyruklu yıldızın yapısına ilişkin önemli veriler de elde etti. 3I/ATLAS’ın Güneş’e ters yönde uzanan belirgin bir kuyruğa sahip olduğu görülürken, cismin yapay bir uzay aracı olabileceğine dair daha önce ortaya atılan teoriler bilimsel verilerle çürütüldü.

Saatte 221 bin km hızla Güneş’e ilerliyor

3I/ATLAS, şu anda saatte yaklaşık 221 bin kilometre hızla Güneş’e doğru yol alıyor. Bu olağanüstü hız, cismin Güneş Sistemi dışından geldiğini doğrulayan önemli göstergelerden biri olarak değerlendiriliyor.

Gözlemevinde görevli bilim insanları, 27 Ağustos’ta alınan çok renkli görüntülerin, kuyruklu yıldızın buzlu çekirdeğini çevreleyen geniş bir toz ve gaz halesini net biçimde ortaya koyduğunu bildirdi. Görsellerde ayrıca kuyrukluyıldızın kuyruğu da açıkça seçiliyor.

‘Bu açık bir kuyruklu yıldız’

Lancashire Üniversitesi’nden gökbilimci Dr. Mark Norris, söz konusu görüntülerin 3I/ATLAS’ın doğal bir kuyruklu yıldız olduğunu çok açık şekilde gösterdiğini vurgulayarak, “İlk gözlemler aktivitenin zayıf olduğunu gösteriyordu. Ancak Güneş’e yaklaştıkça kuyruklu yıldızın koma ve kuyruğu belirginleşti” dedi.

Dr. Norris ayrıca, cismin parlaklığının, kuyruğundan ve çevresindeki yansıtıcı gaz-toz bulutundan kaynaklandığını, bu özelliğin de onu kayalık asteroitlerden ayırdığını ifade etti.

Yapısında ‘buz’ var

Cismin spektrumu da ilk kez detaylı şekilde kaydedildi. Yapılan analizlerde, 3I/ATLAS’ın yapısındaki buz ve tozun, Güneş Sistemi’ndeki kuyruklu yıldızlarla benzerlik gösterdiği; ancak su oranının düşük, karbondioksit içeriğinin ise yüksek olduğu belirlendi.

Gezegen bilimci Dr. Matthew Genge, bu farklılığın cismin, oluştuğu yıldız sisteminin dış kısımlarında meydana geldiğine işaret ettiğini belirterek, “Su buzu yıldızlara daha yakın yerlerde, CO2 buzu ise daha uzakta oluşur. Bu da bize diğer yıldız sistemlerinde gezegenlerin nasıl oluştuğuna dair önemli ipuçları veriyor” dedi.

Sputnik Türkiye.