AB ve NATO’dan ABD’ye, Rusya ve Çin’e karşı birliktelik çağrısı

NATO ve Avrupa Birliği (AB), ABD’nin yeni yönetimiyle özellikle Rusya ve Çin’in yükselişi gibi uluslararası konularda transatlantik ilişkilerini kuvvetlendirme ve son birkaç yılda zayıflayan Avrupa-Kuzey Amerika bağını yeniden daha güçlü şekilde tesis etme çağrısında bulundu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, sanal ortamda düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nda video konferans yöntemiyle konuşmalar yaptı.

Stoltenberg, yeni ABD Başkanı Joe Biden ile diğer NATO ülkelerinin liderlerini bu yıl Brüksel’deki zirve toplantısında ağırlamak ve “yeni bir transatlantik gündem” belirlemek için sabırsızlandığını söyledi.

Son yıllarda Avrupa ile ABD arasında bazı farklılıklar görüldüğünü hatırlatan Stoltenberg, “Şimdi daha güçlü bir ittifak kurmak, güveni yeniden tesis etmek ve birlikteliğimizi güçlendirmek için önümüzde tarihi bir fırsat bulunuyor.” dedi.

Stoltenberg, Avrupa ile Kuzey Amerika’nın önünde büyük sınamalar bulunduğunu belirterek, bunları Çin’in yükselişi, gelişmiş siber saldırılar, yıkıcı teknolojiler, iklim değişikliği, Rusya’nın istikrarsızlaştırıcı davranışları ve terör tehdidi olarak sıraladı.

“Hiçbir ülke, hiçbir kıta bunlarla tek başına mücadele edemez.” diyen Stoltenberg, birlik içinde hareketin önemine işarete etti.

Stoltenberg, NATO müttefiklerinin birbirleriyle istişare etmesi gerektiğini vurgulayarak, zayıf noktalara karşı ortak değerlendirme ihtiyacına dikkati çekti.

Avrupa ve Kuzey Amerika’nın otoriter güçler tarafından tehdit edilen kural temelli uluslararası düzeni savunması gerektiğini vurgulayan Stoltenberg, şunları dile getirdi:

“Çin ve Rusya kendi çıkarları için yolculuğun kurallarını yeniden yazmaya çalışıyor. Çin’in yükselişi, güvenlik, refah ve hayat tarzımıza getireceği sonuçlar bakımından transatlantik topluluklarımız için çok önemli bir konu. Bu nedenle NATO, Avustralya ve Japonya gibi yakın ortaklarıyla ilişkilerini derinleştirmeli ve dünya genelinde yeni ortaklıklar kurmalıdır.”

Michel: “Tekrar hoş geldin Amerika”

AB Konseyi Başkanı Charles Michel ise son 75 yıldır ABD ile Avrupa arasındaki ilişkinin kural temelli uluslararası düzenin omurgasını oluşturduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bugün Avrupa, Amerika ve dünya için kritik bir zamandayız. Büyük sınamalarla karşı karşıyayız. Bu da ABD ile ittifakımızı daha canlı ve hayati kılıyor. Bu nedenle 27 AB ülkesinin liderleri bu ilişkinin stratejik önemini teyit etmiştir. İki tarafın da bağımızı canlandırmak ve kuvvetlendirmek istediğine inanıyorum. Ben bunu Yeni Kurucu Anlaşma olarak adlandırıyorum.”

AB ile ABD’nin değerleri, refahı ve etki gücünü korumak ve güçlendirmek için çalışması gerektiğini vurgulayan Michel, öncelikle Kovid-19 salgınıyla mücadele, ticaret, dijital kalkınma, çevreci politikalara geçiş, adil vergilendirme gibi konulara işaret etti.

Michel, etki gücü konusundaysa “Aynı fikirde olduğumuzda demokrasiyi savunmak için daha fazla etkimiz olacaktır. Rusya, Çin veya İran gibi otokratik rejimlerin saldırılarına karşı kural temelli uluslararası düzeni birlikte daha güçlü savunabiliriz.” diye konuştu.

AB’nin ABD ile güçlü ve güvenilir bir ortaklık istediğini vurgulayan Michel, “Gelin ortaklığımızı daha iyi bir dünya için güç merkezi haline getirelim. Tekrar hoş geldin Amerika.” ifadesini kullandı.

Von der Leyen’den iklim ve dijital çağ vurgusu

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de Kovid-19 salgını sonrasında küresel gündemi iklim değişiminin belirleyeceğine işaret ederek, “İklim değişikliğiyle mücadelede başarılı olabilmemiz için diğer ülkelere de ihtiyacımız var.” dedi.

Avrupa’nın yeşil mutabakatla 2050 yılına kadar iklime zarar vermeyen ilk kıta olmayı hedeflediğini anımsatan Von der Leyen, sera gazı emisyonlarını da 2030 yılına kadar en az yüzde 55 azaltmak istediklerini belirtti.

ABD Başkanı Joe Biden’ın göreve başladığı ilk gün Paris İklim Anlaşması’na tekrar katılmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Von der Leyen, ABD’nin iklim değişikliği konusunda Avrupa ile ortak hareket etmesiyle bu konuda küresel kriterler belirlenebileceğini anlattı.

Von der Leyen, dijital mecraların günümüzde demokrasileri etkilediğini hatırlatarak, ABD’de Kongre binasına saldırının sosyal medyanın demokrasi üzerindeki etkisini ortaya koyduğunu ifade etti.

Teknoloji şirketlerinin kontrolsüz gücünü sınırlamanın önemli bir adım olduğunu, internet firmalarının paylaştığı içeriğin sorumluluğunu üstlenmesini gerektiğini belirten Von der Leyen, “Demokrasilerimize büyük etkisi olan kararları bilgisayar programlarına veya Silikon Vadisi’ndeki toplantı odalarına bırakamayız.” diye konuştu.

Von der Leyen, ABD’yi AB ile birlikte dijital ekonomi konusunda kurallar kitabı hazırlamaya çağırdı. Çin’in salgına rağmen 2020 yılında ciddi oranda büyüdüğünü, Rusya’nın ülke içinde ve dışında kuralları ihlal etmeyi sürdürdüğünü anımsatan Von der Leyen, AB ve ABD’nin müttefik ve güvenilir ortaklar olarak iş birliğini güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.

Von der Leyen, bir soru üzerine, dünyanın, Avrupa’nın ve ABD’nin değiştiğini, geçmişte yapılan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinin diriltilebileceğini düşünmediğini söyledi.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.