Akkuyu Nükleer AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Anton Dedusenko, Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) 1’inci güç ünitesinde temel inşaat çalışmalarının tamamlandığını belirterek, “Ünitenin sistemleri ve elemanları işletmeye hazır hale getiriliyor. Bunların projede belirlenen kriter ve özelliklere uygunluğu kontrol ediliyor.” dedi.
Dedusenko, Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen “Dünya Nükleer Haftası” uluslararası forumu kapsamında Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Akkuyu NGS sahasında, dört güç ünitesinin tamamının tesislerinde çalışmaların devam ettiğini aktaran Dedusenko, “1’inci güç ünitesinde devreye alma çalışmalarının tamamlanmasına odaklanılmış durumda. Bu, ünitenin tüm sistemlerinin kapsamlı kontrol işlemlerinden geçtiği, devreye alma öncesi hazırlık aşamasıdır. Güç ünitesindeki temel inşaat çalışmaları tamamlandı.” diye konuştu.
Dedusenko, Akkuyu NGS’nin tüm güç ünitelerinin binalarına teknik su sağlamak için kullanılacak deniz ve kıyı hidroteknik tesisleri kompleksinin inşaatının tamamlanmak üzere olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Santralde üretilen elektriği şebekeye iletecek olan gaz yalıtımlı anahtarlama tertibatı binasında, akım yolları ve ilgili ekipmanların montajı yoğun bir şekilde devam ediyor. 2025’in sonuna kadar anahtarlama tertibatı ekipmanının montajını tamamlamayı planlıyoruz. Bu, NGS’nin kilit bileşenlerinden biri ve reaktörün amacı bakımından insan kalbiyle karşılaştırılabilirse, ‘gaz yalıtımlı anahtarlama tertibatı’ üretilen elektriği çeşitli tüketicilere, başta Türkiye Cumhuriyeti enerji şebekesine dağıtmaktan sorumlu olan sinir sistemine benzetilebilir.”
NGS güç ünitesinin devreye alınmasının çok aşamalı bir operasyon olduğuna dikkati çeken Dedusenko, “Şu anda 1’inci güç ünitesinin çalışmaya başlamasına yönelik hazırlıkların son aşamalarından biri devam ediyor. Ünitenin sistemleri ve elemanları işletmeye hazır hale getiriliyor. Bunların projede belirlenen kriter ve özelliklere uygunluğu kontrol ediliyor. Bu, nükleer güvenliğin gerekliliklerine uymak ve santralin uzun yıllar boyunca güvenilir çalışmasını sağlamak için gerekli.” bilgisini paylaştı.
Dedusenko, devreye alma sürecinin sağlam referanslara dayanmasının önemli olduğunu, bu süreçte, onlarca faal güç ünitesini işletmeye alma tecrübesine sahip olan Rosatom’un tüm deneyiminin kullanıldığını belirterek, “Proje ekibi, ilk atom kilovatının en kısa sürede Türkiye’nin enerji sistemine verilmesi için tüm çabayı gösteriyor. Bu bağlamda, önceki tedarikçiden kaynaklanan teslimat zorlukları nedeniyle 2024’te Çin’den yeniden sözleşme yapmak zorunda kaldığımız anahtarlama tertibatı ekipmanının bu yıl içinde güç vermeye hazır olacağını öngörüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Yerlileştirme hacmi 11 milyar dolara ulaştı
Akkuyu NGS projesine Türk tedarikçilerin katılımına özel önem verdiklerini anlatan Dedusenko, şu ifadeleri kullandı:
“Proje ilerledikçe, Türk sanayisinin projeye katılım düzeyi de artıyor. Projenin başlangıcında hesaplanan yerlileştirme hacmi 4 milyar dolar olarak tahmin edilirken, bugün Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılan vergi ödemeleri de dikkate alındığında bu miktar 11 milyar dolara ulaştı. Çeşitli aşamalarda yaklaşık 2 bin şirket tedarikçi ve yüklenici olarak projeye katıldı. Türk tedarikçiler, projenin ihtiyaçları için malzeme, ekipman ve hizmet sağlamakta, inşaat ve montaj işleri ile inşaat sahası içinde ekipman taşımacılığı yapmakta. Şantiyedeki inşaat malzemelerinin büyük bir kısmı Türk üretimi. Yerel üreticiler, proje ihtiyaçları için beton karışımları, donatı çeliği, metal yapılar, su yalıtım malzemeleri, boru ve kablo ürünleri tedarik ediyor.”
Dedusenko, Türk şirketlerin, nükleer sektörün gerekliliklerine hızla uyum sağlayarak, nükleer enerjisi alanındaki şartları karşılamak için üretim süreçlerini iyileştirdiğini vurgulayarak, “Sertifikasyon prosedürlerinden geçerek, Türk sanayi işletmeleri, aralarında daha karmaşık olanlar da dahil olmak üzere, yeni ürün türlerinin üretimine başlayarak, sipariş hacmini artırıyor. Böylece, daha rekabetçi hale gelerek hem Türkiye’de hem de yurt dışında diğer atom santrallerinin yapım projelerine katılmayı umuyorlar. Bugün bunun örnekleri zaten mevcut, Türk düzenleyici kurumunun teknik destek kuruluşu olan NÜTED, Macaristan’daki Paks-2 NGS için ekipman imalatının denetim kontrolü hizmetlerini sunmak üzere bir sözleşme imzaladı. Ayrıca, Türk inşaat şirketleri, Mısır’daki El-Dabaa NGS’nin inşasında yer alıyor.”
Akkuyu NGS ile geleceğe yatırım yapılıyor
Akkuyu NGS’nin uzun vadeli bir proje olduğunu kaydeden Dedusenko, birkaç nesle temiz ve kesintisiz enerji sağlayacak bir santral inşa edilerek geleceğe yatırım yapıldığını söyledi.
Dedusenko, Akkuyu NGS’nin hidrokarbon ithalatına ve fosil yakıtların dünya piyasalarındaki fiyat dalgalanmalarına olan bağımlılığı azaltacağını, enerji istikrarını güçlendireceğini ve ekonominin çeşitli sektörlerine güvenilir enerji tedariki sağlayacağını dile getirerek, “Kendi topraklarında faaliyete geçecek bir nükleer santral, Türkiye’yi ileri, çevre dostu elektrik üretim teknolojilerine sahip ülkeler arasına taşıyacak.” dedi.
Her yeni santralin, önceki projelerde kazanılan tüm deneyimi bünyesinde barındırdığını ifade eden Dedusenko, şöyle devam etti:
“Akkuyu NGS, bu deneyimin uluslararası iş birliği temelinde nasıl uygulanabileceğinin çarpıcı bir örneğini oluşturuyor. Türkiye’deki sahada sektörün en iyi mühendislik ve yönetim uygulamaları kullanılıyor. Bunların arasında VVER-1200 reaktörlerinin ileri teknolojileri, güvenlik kültürü ve Türk mühendislerinin Rus üniversitelerinde eğitim görmesi ve işletmedeki nükleer santrallerde pratik beceriler kazanmasını sağlayan insan kaynağı yetiştirme sistemi yer alıyor.”
Dedusenko, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu bağlamda Akkuyu NGS, Rus nükleer sanayisinin 80 yıllık yolculuğunun bir yansımasıdır. Denenmiş teknolojiler ile yeniliklerin birleşimi, nükleer enerji alanında birçok nesil uzmanın birikmiş deneyimi ve uzun vadeli, karşılıklı faydaya dayalı ortaklığıdır. 2010 yılında imzalanan Akkuyu NGS’nin inşasına ilişkin hükümetlerarası anlaşma, Rusya ile Türkiye’nin nükleer alandaki iş birliğinde önümüzdeki 80 yılın kapılarını açtı, aynı zamanda Türkiye’nin nükleer enerjisinin gelişimi için geniş ufuklar sundu.”