Dünyadaki tüm tatlı suyun yaklaşık yüzde 61’ini barındıran Antarktika buz tabakası, iklim bilimcilerin artan endişelerine neden oluyor. 26.5 milyon metreküp buz içeren bu dev kütlenin tamamen erimesi durumunda deniz seviyesi yaklaşık 58 metre yükselebilir.
NORCE Araştırma Merkezi’nde çalışan buzul bilimci David Chandler gibi uzmanlar, mevcut verilerin endişe verici bir tablo çizdiğini vurguluyor. Antarktika buz tabakası modelleme konusunda uzmanlaşan Chandler, özellikle okyanus sıcaklıklarındaki küçük artışların bile büyük sonuçlara yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
En riskli bölge: Batı Antarktika
Batı Antarktika buz tabakası, Amundsen Denizi, Pine Adası, Thwaites ve Smith buzulları bölümlerinde kütlesinden kayıplara uğramaktadır. 1996-2006 yıllarında Antarktika buz kütlesi kaybında yüzde 75 oranında bir artış olmuştur.
“Kıyamet Günü” buzulu olarak adlandırılan Thwaites buzulunun ön kısmı yaklaşık 160 kilometre genişliğinde ve yılda üç kilometre denizin içine çöküyor. Bu buzulun tamamen erimesi halinde deniz seviyesini üç metre daha artırma potansiyeli bulunan devasa Batı Antarktika Buz Tabakası’nın merkezindeki kilit taşı konumunda.
Okyanus ısınmasının kritik rolü
Meksika Körfezi’nden başlayıp İngiltere’nin kuzeyine kadar devam eden su hareketi, Grönland ile İzlanda arasında soğuyor ve dibe çöküyor. Bu süreç sonucunda oluşan tuzlu, ağır su derin okyanus akıntısıyla Antarktika bölgesine ulaşıyor.
Pasifik Okyanusu’nun ısınması ve Batı Antarktika kıyılarındaki rüzgar biçimlerindeki değişiklikler, dipteki ılık suyun kıta sahanlığının üzerine çıkmasına neden oluyor.
Hızlanan erime süreci
Son yıllarda yapılan ölçümler, durumun ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor. 1992’den 2017’ye kadar Antarktika 3.3 trilyon tondan fazla buz kaybetti. 1992’den 2012’ye kadar kıta yılda yaklaşık 84 milyar ton buz kaybederken, sonraki beş yıl boyunca bu rakam yılda 240 milyar tonun üzerine çıktı.
Buz tabakalarının erimesi daha önce deniz seviyesindeki yükselişin yüzde 5’ine katkıda bulunurken, bu oran şimdi beş kat artarak dörtte birinden fazlasını oluşturuyor.
Geri dönüşü olmayan süreç riski
Uzmanlar, belirli bir noktadan sonra sürecin geri dönüşü olmayabileceği konusunda uyarıyor. Buzun kenarları, sıcak okyanus sularının devam eden taşkınıyla derin havzalara doğru çekildikçe, buz kaybı hızlanan bir oranda kendi kendini devam ettiren bir hale gelir.
2070 yılına kadar Antarktika üzerindeki iklim, endüstri öncesi sıcaklıkların 3°C üzerine çıkacak. Bu durum yaz mevsiminde deniz buzunun yüzde 45’inden fazlasının kaybolması anlamına geliyor.
Küresel sonuçlar
Isınmayı 2°C’nin altında tutamarsak, Antarktika’nın kritik eşiği aşması ve geri dönüşü olmayan değişimler yaşanması kaçınılmaz hale gelebilir. Bu scenario, milyonlarca insanın yaşam alanını tehdit eden bir durum yaratacak.
Antarktika’daki gelişmeler sadece bölgesel değil, küresel bir mesele. Bilim insanları, acil önlemler alınmazsa insanlığın tarihinin en büyük çevre felaketlerinden biriyle karşı karşıya kalabileceği konusunda hemfikir.