‘Arkeologlar Ne Buldu Böyle?’: 5 Bin Yıllık Çin Uygarlığı Kalıntılarında, Insan Kafatasından Kupalar Ve Maskeler çıktı

Çin’in güneyindeki Yangtze Deltası’nda keşfedilen 5.000 yıllık Liangzhu uygarlığı kalıntıları, insan kemiklerinden yapılmış kupa ve maskelerle arkeologları şaşkına çevirdi. Bilim insanları, bu gizemli buluntuların ölüm ritüelleri ya da şehirleşmeyle değişen toplumsal algılarla bağlantılı olabileceğini düşünüyor.

Çin’in Neolitik Liangzhu kültürüne ait arkeolojik kazılarda, insan kemiklerinden yapılmış “kafatası kupaları” ve “maskeler” bulundu.
Bilim insanları, Scientific Reports dergisinde yayımladıkları araştırmada, 5.300 ila 4.500 yıl öncesine tarihlenen 183 kemik parçasını inceledi. Bunlardan 52’sinde kesme, delme, parlatma ve cilalama izleri tespit edildi.

Kafatası kupalar, maskeler ve “i̇nsan plakalar”

Araştırmaya göre, bazı kafataslarında delikler, çene kemiklerinde düzleştirilmiş tabanlar, kol ve bacak kemiklerinde ise kırık ve yontma izleri bulundu.
Kimi örnekler o kadar ustalıkla işlenmişti ki, yüzeyleri ayna gibi parlatılmıştı.
Ancak şaşırtıcı bir detay vardı: Bu kemiklerin %80’i tamamlanmadan çöplere, kanallara veya hendeklere atılmıştı.

“Bu kadar yüksek oranda yarım bırakılmış eser bulunması birçok soruyu doğuruyor,” diyor araştırmacılar.
“Teknik bir başarısızlık mıydı? Yoksa bu yarım kalmışlık, ritüel bir anlam mı taşıyordu?”

“Kurban edilenler” değil, “hammaddeler” olabilir

Araştırmacılar, kemiklerin üzerinde şiddet veya kesme izine rastlanmadığını belirtiyor.
Yani bu insanlar öldürülmemiş, kemikler ölümden sonra kullanılmıştı.
Dahası, kalıntılarda beslenme bozukluğu ve hastalık izleri bulundu – bu da kemiklerin alt sınıfa mensup bireylere ait olabileceğini düşündürüyor.

Uzmanlara göre, gelişen şehir hayatı içinde “tanınmayan ölülerin” kemikleri birer “hammaddeye” dönüşmüş olabilir.
Yani insanlar artık atalarını değil, isimsiz yabancıları “malzeme” olarak görmeye başlamıştı.

Liangzhu: Çin’in i̇lk şehirlerinden biri

Liangzhu kültürü, Çin tarihinin en erken ve en gelişmiş kentleşmiş toplumlarından biri olarak biliniyor.
5.000 yıl önce barajlar, tapınaklar, saraylar ve atölyeler inşa eden bu uygarlık, aynı zamanda ritüel merkezleri ve mezarlıklarıyla dikkat çekiyor.
Ancak yazılı kaynak bırakmadıkları için, bu kemik eserlerin anlamı bugün hâlâ gizemini koruyor.

Bilim i̇nsanları: Bu, ölümle kurulan yeni bir i̇lişki

Araştırmacılar, Liangzhu halkının ölüm anlayışının şehirleşme süreciyle değiştiğini düşünüyor.
Bir yanda geleneksel gömülme törenleri, diğer yanda kemiklerin üretim malzemesine dönüştürülmesi gibi iki farklı yaklaşım bir arada var olmuş olabilir.

“Anonim ölüler artık anılmıyor, sadece yararlı birer nesneye dönüşüyordu,” diyor araştırma ekibi.
“Bu, şehir yaşamının doğurduğu yeni sosyal gerçekliklerden biriydi.”

Esrarengiz bir kültürün ardında ne var?

Liangzhu kemikleri, yalnızca arkeolojik bir bulgu değil; insanlığın ölümle ilişkisine dair en erken sorgulamalardan biri.
Kafatasından yapılmış bir kupanın törenlerde mi, şamanik ayinlerde mi, yoksa sadece merak duygusuyla mı üretildiği hâlâ bilinmiyor.
Ancak bir gerçek var: 5.000 yıl önce insanlar bile ölümü şekillendirmenin yollarını arıyordu.

Sputnik Türkiye.