İnsan Hakları Komiseri O’Flaherty, “Dışsallaştırılmış İltica ve Göç Politikaları ve İnsan Hakları Hukuku” isimli bir rapor yayınladı.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Raporda, Avrupa ülkelerinin düzensiz göçmenleri üçüncü ülkelere göndermek için yasal zemin oluşturmaya çalıştığı bir dönemde, bu tip politikaların insan hakları ihlalleri yaratabileceği uyarısında bulundu.
Hak ihlallerinin önlenmesi için dışsallaştırma politikalarını yürürlüğe koymadan önce kapsamlı insan hakları risk değerlendirmesi yapılmasının önerildiği raporda, ülkeler arası anlaşmalara yeterli insan hakları güvencesi sağlanması ön koşulunun getirilmesinin de önemli olduğu vurgulandı.
Raporda, olası hak ihlallerinin etkin soruşturulması için şeffaflık ve hesap verebilirlik mekanizmalarının güçlendirilmesi çağrısı yapıldı.
O’Flaherty, rapora ilişkin değerlendirmesinde, “İltica ve göç konusunda dış işbirliğinin, insan haklarını riske atmamak için büyük bir özenle tasarlanması ve uygulanması gerekiyor. Bu alanda dışsallaştırma politikaları geliştiren hükümetler, bu politikaların potansiyel olumsuz etkilerini dikkatle değerlendirmelidir.” ifadelerini kullandı.
İngiltere, 2022’de ülkeye yasa dışı yollarla girip sığınma talebinde bulunanları Ruanda’ya göndermeyi gündeme getirmiş, İtalya ise 2023’te Arnavutluk ile düzensiz göçmenleri geri gönderme anlaşması yapmıştı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, göçmenlerin geri gönderilmesine yönelik stratejisini 11 Mart 2024’te Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda sunmuştu.
2023’te İtalya ile Arnavutluk arasında yapılan geri gönderme anlaşmasını örnek gösteren von der Leyen, üçüncü ülkelerde kurulacak tesisler gibi yenilikçi fikirlerin uygulanacağının sinyalini vermişti.
Von der Leyen’in, iltica hakkı ve ilgili güvencelerin ihlali, keyfi gözaltı ve kişisel özgürlüklerin kısıtlanması gibi riskler taşıdığı gerekçesiyle bazı AB liderleri ve uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından eleştirilen “Ruanda planı” benzeri teklifi, geniş çapta destek görmesiyle dikkat çekmişti.