AYBİR, Suriye’de Yükseköğretimin Geleceğine Ilişkin Rapor Hazırladı

Suriye’deki yükseköğretim kurumlarıyla ilgili durum tespiti yapmak için harekete geçen AYBİR, devrim sonrasında ortaya çıkan kurumsal dönüşümü anlamayı ve bu alandaki yapısal sorunlara yönelik çözüm önerileri geliştirmeyi amaçlayan rapor hazırladı.

Raporda, Türkiye ile Suriye arasında kardeş üniversite modelleri, akademik değişim programları ve ortak eğitim projeleri gibi çok boyutlu işbirlikleri önerildi.

📲 Artık haberler size gelsin

AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı

🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

AYBİR heyetinin, 10-16 Mayıs 2025 tarihlerinde Suriye’yi ziyareti sonrası hazırlanan raporda, 2011 yılında başlayan halk ayaklanması ve ardından gelen iç savaşın, yükseköğretim kurumlarını doğrudan etkileyen büyük bir yıkıma yol açtığı bilgisine yer verildi.

Ülkede halihazırda 11 devlet ve 39 özel üniversitenin faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği vurgulanan raporda, en fazla öğrenciye sahip kurumlar arasında 88 bin kayıtlı öğrencisiyle Halep Üniversitesi ve 23 bin öğrencisiyle İdlip Üniversitesinin öne çıktığı, 2015’te Azez’de kurulan Özgür Halep Üniversitesinin ise yaklaşık 15 bin öğrenciye ev sahipliği yaptığı kaydedildi.

Raporda, söz konusu bu üniversitelerde tıp, mühendislik, diş hekimliği, siyaset bilimi, sosyal bilimler gibi birçok alanda lisans ve lisansüstü eğitim programlarının bulunduğunu bildirildi.

İç savaş süresince birçok üniversitenin hasar gördüğüne değinilen raporda, üniversitelerin teknik ve mali yetersizlikler nedeniyle yurt, laboratuvar, teknik ekipman ile dijital kütüphane gibi ihtiyaçlardan mahrum kaldığı ve bunların da eğitimin kalitesini doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer aldığı belirtildi.

Raporda, yüzlerce akademisyenin rejimin baskısından kaçmak zorunda kaldığı, öğrencilerin tutuklamalar, göç ve güvenlik endişeleri nedeniyle eğitimlerini yarıda bıraktığı, bunun bilgi üretimi, akademik süreklilik ve eğitimin kurumsal yapısına zarar verdiği ifade edildi.

Halep, İdlib ve Şam’da faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarının mevcut durumu, kurumsal talepleri ve gelişim alanlarının detaylı şekilde gözlemlendiği raporda, bu üniversitelerin savaş koşullarına rağmen akademik faaliyetlerini sürdürmeye çalıştığı ve yeni dönemin toplumsal ihtiyaçlarına yanıt üretmeyi hedeflediği vurgulandı.

Raporda, üniversite-diploma denklik meselesinin Suriye ve Türkiye arasında yapılacak kurumsal işbirlikleri ve ortaklıkların temelini oluşturan en önemli konulardan biri olduğu kaydedildi.

Türkiye’deki üniversitelerden mezun olan Suriyeli öğrencilerin kendi ülkelerinde yaşadığı denklik sorunlarının yükseköğretim planlamasında önemli bir yer tutması gerektiğine işaret edilen raporda, öğrencilerin diplomalarının Suriye’deki üniversiteler tarafından tanınması ve resmi süreçlerin kolaylaştırılması için özel düzenlemelerin acilen yapılması gerektiğine değinildi.

Türkiye’de üniversite eğitimi sürerken savaş veya diğer nedenlerle Suriye’ye geri dönen öğrencilerin, eğitimlerine kaldıkları yerden devam edebilmeleri için kurumlar arası yatay geçiş ve kredi tanıma mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiği belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye’deki üniversitelerde öğrenim gören Suriyeli öğrencilerin, lisans eğitimlerinin kalan kısmını kendi ülkelerindeki yükseköğretim kurumlarında tamamlamaları halinde diplomalarının Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınacağına dair özel bir düzenleme yapılması önerilmektedir. Bu tür bir düzenleme, Suriye’ye dönüşü planlayan gençlerin Türkiye’de aldıkları eğitimin geçerliliğini teminat altına alarak daha sağlıklı karar vermelerini sağlayacaktır.”

Ortak eğitim projeleri geliştirme talepleri

Suriye’ye dönen öğrencilerin Türkçeyi unutmamaları için Suriye’deki ortaöğretim kurumlarında Türkçenin seçmeli yabancı dil dersi olarak müfredata eklenmesinin sağlanması gerektiği vurgulanan raporda, “Halep, Hama, Humus, Lazkiye ve Şam gibi merkezlerde Türkoloji bölümlerinin açılması, iki ülke arasındaki tarihsel ve entelektüel bağları güçlendirebilir. Rejim döneminde kapatılmış olan Türk dili bölümlerinin yeniden açılması; Türkiye’deki üniversitelerden gönderilecek öğretim üyeleri ile desteklenebilir.” değerlendirmesinde bulunuldu.

AYBİR’in saha çalışması sürecinde Suriye’nin kuzey ve orta bölgelerindeki çok sayıda yükseköğretim kurumunu ziyaret ederek, mevcut kapasite sorunları, akademik gelişim ihtiyaçları ve kurumsal işbirliği alanları üzerine detaylı temaslarda bulunduğu bildirildi.

Raporda, şunlar kaydedildi:

“Üniversite yönetimleriyle yapılan görüşmelerde en çok öne çıkan ihtiyaçlar altyapı yetersizlikleri, akademik personel eksikliği, uluslararası tanınırlık sorunları ve Türkiye ile ortak eğitim projeleri geliştirme talepleridir. Ayrıca Osmanlı mirasına yönelik ortak envanter çalışmaları, Türkoloji bölümlerinin yeniden açılması, Arapça-Türkçe dil eğitimi merkezlerinin kurulması ve lisansüstü öğrencilere akademik destek beklentisi gibi çok sayıda öneri ve talep gündeme getirilmiştir.”

Raporda öne çıkan başlıklar arasında kardeş üniversite protokolleri, ortak sertifika programları, dil merkezleri ve akademik göçün tersine çevrilmesi yer aldı.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.