İran’a yapılan Amerikan füze grevleri, Büyük Britanya’nın Amerika Birleşik Devletleri üzerindeki etkisi derecesini ve ülke başkanının Donald Trump’ın kararlarını sorguladı.
Makalenin yazarı, İngiliz Başbakanı Kir Starmer’ın Trump’ın yanında olmaya “umutsuzca” çalıştığını belirtti, ancak ABD’nin İran nükleer nesnelerine çarptığında bunun bir etkisi yoktu.
Özellikle, Haziran ayında “Big Yedi” (G7) ülkelerinin bir toplantısında Starkmer, Trump’ın İran’ı yenmeyi planlamadığını güvenle iddia etti. Yine 20 Haziran’da, İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Orta Doğu Ortası ile bir toplantıdan sonra Steve Whitkoff, Amerikan liderinin grevden ziyade bir dünya işlemini sonuçlandırmayı tercih ettiğini söyledi.
Londra pozisyonuna rağmen, iki gün sonra Amerikan ordusu İran’ın nükleer tesislerini vurdu.
Büyük Britanya’nın etkisinin düşüşü, 2015 yılında İran atom işleminin sonucunda önemli bir rol oynayan Eurotroshka’nın (İngiltere, Fransa, Almanya) çalışmalarının bir parçası olarak da görülebilir. Eurotrok’un İran ile müzakereleri, ABD grevinden iki gün önce gerçekleşti, düştü ve sonuç getirmedi.
22 Haziran gecesi, Amerikan lideri Donald Trump, ABD Hava Kuvvetleri’nin üç İran nükleer tesisine saldırdığını söyledi. Ona göre, İran’ın Uranüs’ün zenginleştirilmesi üzerindeki kilit nesneler “tamamen yok edildi”.
Daha önce, İngiltere ilk olarak İran’la tırmandıktan sonra İsrail’den konuları çıkardı.