Bilim insanları, Dünya’ya yaklaşık her altı yılda bir yaklaşan Bennu adlı asteroitten alınan örneklerde, yaşam için temel amino asitlerden biri olan triptofanın varlığına dair güçlü kanıt tespit etti.
Keşif, NASA’nın 2020 yılında Bennu yüzeyine iniş yaparak 121,6 gram kaya ve toz örneği topladığı OSIRIS-REx görevinin dönüşünde getirilen materyaller üzerinde yapılan analizlerle ortaya çıktı. Bu örneklerin küçük bir bölümü dünya genelindeki araştırmacılara dağıtılmış durumda.
Güneş Sisteminin erken dönemine ışık tutuyor
Bennu’nun bileşiminin, Güneş sisteminin erken dönemine ait kimyasal özellikler taşıması, yaşamın başlangıcına ilişkin önemli ipuçları sunuyor. Daha önce yapılan incelemelerde, Dünya’daki canlılarda bulunan 20 amino asidin 14’ü ile DNA ve RNA’nın yapı taşları olan beş nükleobaz tespit edilmişti.
Yeni analizle birlikte, triptofanın da eklenmesiyle protein yapıcı amino asitlerin sayısı 20 üzerinden 15’e yükseldi. NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden astro-kimyager José Aponte, bu bulguyu “şimdiye kadar hiçbir meteorda veya uzay örneğinde görülmemiş önemli bir gelişme” olarak değerlendirdi.
Aponte’ye göre, bu keşif yaşamın sadece Dünya’da oluşmadığı, uzayda doğal olarak üretildiği fikrini güçlendiriyor.
Kirlilik şüphesi düşük
NASA araştırmacıları, örneklerin temiz koşullarda toplanmış olması nedeniyle bulgunun Dünya kaynaklı bir kirlenme olasılığının düşük olduğunu belirtiyor. Yeni analiz yalnızca 50 miligramlık örnek üzerinde gerçekleştirildi. Sonuçların kesinleşmesi için daha geniş testlerin yapılması planlanıyor.
Asteroitler yaşamının taşıyıcıları mı?
Uzmanlar, Bennu ve benzeri asteroitlerin yaşamın temel moleküllerini erken Dünya’ya taşımış olabileceğini düşünüyor. Bennu üzerinde amonyak ve çeşitli minerallerin bulunması, organik kimyanın uzayda da doğal olarak gelişebildiğini gösteriyor.
Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden Kate Freeman, bu durumu şu sözlerle açıkladı:
Çarpma riski de mevcut
Yaklaşık yarım kilometre genişliğinde olan Bennu’nun, 2182 yılında Dünya’ya çarpma olasılığının yüzde 0,037 olduğu belirtiliyor. Bilim insanları, böyle bir çarpmanın küresel iklim üzerinde ‘etki kışı’ yaratabileceği uyarısında bulunuyor.
Zaman Kapsülü
Araştırmacılar, OSIRIS-REx gibi örnek getirme görevlerinin önemine dikkat çekiyor. Dünya atmosferine giren meteoritlerin kimyasal yapılarının değiştiğini belirten uzmanlar, uzaydan doğrudan getirilen örneklerin “benzersiz bir zaman kapsülü” niteliği taşıdığını vurguluyor.
Bu keşif, yaşamın kökenine dair şimdiye kadarki en güçlü ipuçlarından biri olarak değerlendiriliyor. Bilim insanlarına göre sonuçlar, erken Güneş sisteminde gelişen kimyasal süreçlerle bugünkü yaşam arasında doğrudan bir bağ olabileceğini gösteriyor.