Yüksek yerlilik oranıyla üretilen, yeni teknolojilerle yetenekleri artırılan beton santrali ve kırma eleme tesisleri, 110 ülkeye ihraç edildi.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden birincilikle mezun olduktan sonra küresel ve büyük çaplı firmalarda 8 yıl görev yapıp ülkeye genç bir girişimci olarak dönen Mehmet Kaybal, 1987 yılında Ankara’da MEKA Global’i kurdu. Şirket, geçen sürede dünyanın dört bir yanında tercih edilen bir çözüm ortağı haline geldi.
Özel mühendislik tasarımlarıyla inşaat, madencilik, geri dönüşüm sektörüne yönelik yenilikçi çözümler sunan MEKA, kuruluşundan bu yana geliştirdiği kabiliyetlerle hazır beton santralleri, kırma eleme, besleyici ve yıkama ekipmanları ve tesisleri üretiyor.
Küresel çapta bilinirliğe ulaşan MEKA, 110 ülkede 4 bin 500’ün üzerinde tesisin inşasında görev aldı. Ankara’da 4, Eskişehir’de bir fabrikası bulunan MEKA, yıllık 250 beton santrali ve 150 kırma eleme tesisi tasarlayıp üretme kapasitesine ulaştı. Firma bünyesinde 70’ten fazlası mühendis olmak üzere toplam 500’ün üzerinde personel çalışıyor.
MEKA Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Kaybal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, firmanın 1987 yılında Mehmet Kaybal tarafından iş ve inşaat makinelerine yönelik üretim yapmak için kurulduğunu söyledi. Çelik konstrüksiyon imalatıyla başlayıp devamında beton santrali konusunda uzmanlaştıklarını anlatan Kaybal, son olarak kırma eleme, yıkama ekipmanlarıyla da ürün çeşitliliğini artırdıklarını ifade etti.
Halen farklı coğrafyalarda ürünlerinin rağbet gördüğüne değinen Kaybal, beton santrali tarafında büyük müteahhit gruplarının yol, baraj, nükleer santral, havalimanı projelerinde hepsinde ürünlerinin tercih edildiğini dile getirdi. Kaybal, kırma eleme ekipmanlarında agrega, maden ve geri dönüşüm sektöründe hizmet verdiklerini söyledi.
Ürünlerinin yerlilik oranının yüzde 90 seviyesinde olduğuna dikkati çeken Kaybal, şöyle konuştu:
“AR-GE çalışmaları kapsamında müşterilerimizin ihtiyacını anlıyoruz. Ona göre çözümümüzü ortaya koyuyoruz. Devamında imalat, sevkiyat, kurulum ve devreye alma süreçlerinin tamamını bünyemizde gerçekleştiriyoruz.
Burada sadece metal işlemiyoruz. Aynı zamanda otomasyon birimimizle bu makinelerin bilgisayar ortamında otomatik bir halde çalışmasını sağlıyoruz. AR-GE birimimizde kullandığımız analiz programlarıyla bu makinelerin verimliliklerini artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz.”
Türkiye’nin ilk 1000 ihracatçı firması arasında yer aldıklarını bildiren Kerem Kaybal, ürettikleri ürünlerin yüzde 90’ını yurt dışına sattıklarını söyledi. Kaybal, halihazırda 5 kıtada 110’dan fazla ülkede makinelerinin çalıştığı bilgisini verdi.
Kaybal, çok farklı coğrafya ve iklimlerde başarıyla görev yapan çözümler üretmelerinin nasıl mümkün olduğu sorusuna, “İlk önce müşterimizi iyi bir şekilde dinliyoruz. Güçlü mühendislik kadromuzla bunlara bir çözüm üretiyoruz. Fabrikamızda üretip, testleri de yaptıktan sonra müşterinin ihtiyacını gidermek için elimizden geleni yapıyoruz.” yanıtını verdi.
Dünyada geri dönüşümün artan bir önem kazandığını vurgulayan Kaybal, makinelerini geri dönüşüm sektörüne de uygun hale getirecek şekilde optimize etmek ve bu alandaki faaliyetleri üçüncü bir ana dal olarak bünyelerine katmak istediklerini belirtti.
Nükleer santral, hızlı tren ve stadyum projelerindeki imza
Kerem Kaybal’ın verdiği bilgilere göre, AR-GE merkezinde 40’tan fazla mühendisle inovatif ürünler geliştiren firma, bu sayede, küresel pazarda, en zorlu coğrafyalarda bile yüksek dayanıklılığa sahip makineler üretiyor. Gelişmiş AR-GE ve akıllı üretim sistemleriyle dijitalleşmeyi sektöre entegre eden öncü firmalar arasında yer alıyor.
Avrupa’nın en büyük inşaat projelerinde tercih edilen çözümlerle, İngiltere’deki Hinkley Point C Nükleer Santrali ve Rusya’daki Kursk Nükleer Santrali’nde kritik yapı malzemeleri sağlandı. İngiltere’de Londra, Birmingham, Manchester ve Leeds kentlerini birbirine bağlayacak ülkenin altyapı tarihindeki en büyük proje olan HS2 Hızlı Tren Projesi’nde de MEKA imzası yer aldı. 135 milyar avroluk maliyetle Avrupa’nın en büyük ulaşım yatırımı olan projede MEKA, bu projeye özel mühendislik çözümleri geliştirdi, çevre dostu ve yüksek verimli beton santralleri kurdu.
Türkiye’de üretilen santralleri, Rusya’da Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan Soçi’de Olimpiyat Köyü ve Dünya Kupası için futbol stadyumlarının inşasında kullanıldı. Soğuk hava koşullarına dayanıklı özel santraller üretildi ve zaman baskısı karşısında hızlı beton temini sağlandı. İstanbul Havalimanı, Londra Heathrow Genişleme Projesi gibi mega projelerde de yerli üretim santrallerden yararlanıldı.
Rekabet gücü yeni kapılar açıyor
Geleneksel olarak katma değeri düşük olduğu eleştirisi yapılan inşaat sektörü, yüksek yerli girdiye sahip ve teknoloji odaklı üretim yapan firmalar sayesinde bu algıyı değiştiriyor.
MEKA, yüzde 90’ı aşan yerli girdi oranıyla Türkiye’de sanayi üretimine ciddi bir katkı sağlıyor. Kendi teknolojisini geliştiren ve yenilikçi mühendislik çözümleri sunan şirket, ithalata bağımlılığı azaltırken iç pazarda güçlü bir sanayi ekosistemi oluşturuyor.
Diğer taraftan, yüzde 90’ın üzerinde ihracat oranıyla küresel pazarda rekabet gücünü kanıtlayan MEKA, yüksek teknoloji içeren kırma eleme tesisleri, beton santralleri ve mikserlerin yanı sıra mühendislik ve üretim kabiliyeti de ihracat faaliyetlerini destekliyor.
MEKA; bugüne kadar ABD, İngiltere, Norveç, Avustralya, Rusya, Fransa, Belçika, Malezya, Yeni Zelanda, Meksika, Filipinler, Tanzanya ve Kanada’nın aralarında bulunduğu ülkelerde tesis ve ekipman kurulumu yaptı.