Bibliyoterapiyle Yaşlı Bireylerin Duygularına Kitapla Yolculuk

Zeytinburnu Semiha Şakir Huzurevi sakinlerine, kitaplardan bölümler okunarak uygulanan terapi yöntemi bibliyoterapiyle yaşlıların kendilerini daha iyi ifade edebilmelerine, yaşam deneyimleri, duyguları ve düşüncelerini anlamlandırmalarına destek olunuyor.

📲 Artık haberler size gelsin

AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı

🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Kitaplar yoluyla uygulanan bir terapi biçimi olan bibliyoterapi, bireylerin yaşadıkları sorunlara benzer durumları konu alan hikayeler okuyarak, özdeşleşme, arınma ve içgörü geliştirmelerine yardımcı oluyor.

Özellikle yaşlı bireylerde yaşam öyküsünü anlamlandırma, geçmişle barışma ve sosyal bağ kurma gibi psikososyal hedeflere ulaşmak için etkili bir yöntem olan bibliyoterapi, grup terapisiyle katılımcıları ortak tema etrafında birleştirip iyileştirici bir etkileşim oluşturuyor.

Bibliyoterapi, yaşlı bireylerin yaşam deneyimlerini kitap karakterleriyle ifade etmelerine alan açmak, grup içinde geçmiş anıların paylaşımıyla sosyal bağlılığı güçlendirmek, anlam arayışı ve yaşamın değerlendirilmesi gibi psikolojik süreçleri destekliyor.

Özellikle geçmiş yaşam deneyimlerini paylaşmak isteyen, yalnızlık ve izolasyon yaşayan, kendini ifade etmekte zorlanan yaşlı bireyler için uygun olan bu terapi yöntemi, Zeytinburnu Semiha Şakir Huzurevi’nde uygulanıyor.

Huzurevi Müdürü Oğuz Durak, AA muhabirine, kurum olarak bibliyoterapi yönteminden çok verim aldıklarını ve geri dönüşlerin olumlu olduğunu söyledi.

Durak, huzurevindeki yaşlıların kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri açısından kitap okuyarak gerçekleşen terapi yönteminin önemli olduğunu vurgulayarak, “Bibliyoterapi eğitimini İstanbul’da sadece Zeytinburnu Semiha Şakir Huzurevi’nde gerçekleştiriyoruz. Sakinlerimizin kendisini daha iyi ifade edebilmesi ve geçmişte yaşadıkları tecrübeleri aktarabilmeleri adına bir program uyguladık. Her hafta bir kitap belirleniyor ve bu kitap üzerinden hocamız belli pasajları okuyor. Yaklaşık 45 dakika süren bir eğitim oluyor.” dedi.

Grup terapisiyle kitap terapisi birleşti

Huzurevinde bibliyoterapi eğitimini veren Uzman Psikolog Eren Fırat, bibliyoterapinin 3 yıl önce iletişim kulübü olarak başladığını, interaktif ilerlemediği için zaman içerisinde grup kurmaya karar verdiklerini anlattı.

Fırat, huzurevinde bibliyoterapiye başlamanın yaşlılar için daha verimli olduğuna işaret ederek, “Grup terapisiyle kitap terapisini birleştirip bibliyoterapi yapmayı düşündüm ve yaklaşık 1,5 yıldır da bunu yürütüyoruz. İlk olarak yumuşak öykülerden başladım. Kitabı tamamen baştan sona kadar okumuyorum, genelde bir bölüm alıyorum, daha sonra bölümü okuyup sakinlerimizden duygularını, düşüncelerini anlatmalarını istiyorum.” diye konuştu.

Kitaplarda kahraman karakteri üzerinde duygu aktarımı sağlamanın daha kolay olduğunu dile getiren Fırat, sözlerine şöyle devam etti:

“Yaşlı bireylerde duygular ve düşünceler çok fazla kökleştiği için hem değişmesi çok zor hem de ifade etmeleri zor oluyor. Bu nedenle bibliyoterapide biz aslında kahraman üzerinden yaşlı bireyin kendini ifade etmesiyle beraber duygusal bir iyileşim sağlıyoruz. Burada sadece kitap okumuyoruz, beraber hissediyoruz, beraber iyileşiyoruz ve kendi hayat yolculuğumuzda burada konuşulan konuları aslında bir ışık olarak görmüş oluyoruz. Kitapları genelde ana temayı belirleyip öyle seçiyorum. Örneğin, ‘Torunum olur musun?’ projesi kapsamında sakinlerimizin kendi duygularını ve deneyimlerini paylaşmalarını istedim, son bir aydır bunun üzerine çalışıyoruz. Yapay zekayı da bu konuda çok kullanıyorum; temayı ve karakterleri belirliyorum, yapay zekaya bunu sunuyorum, o da bana hikaye çıkarıyor ve bu hikaye üzerinden okuyorum.”

“Sakinlerimizin işe yarama duygusunu canlandırmak istiyoruz”

Fırat, bibliyoterapinin huzurevi sakinleri tarafından geri dönüşlerinin olumlu olduğuna dikkati çekerek, “Sakinlerimizin hem tükenmişlik sendromuna hem anksiyetesine hem de depresyonuna çok iyi geliyor. Yaşlı bireylerde aslında tükenmişliğin temel sebeplerinden biri, işe yaramama durumu oluyor. Özellikle huzurevlerinde kalan sakinlerimizde temel duygunun işe yaramak olduğunun farkındayız. Bunun üzerine de bibliyoterapide sakinlerimizin duygularını ve deneyimlerini aktarırken işe yarama duygusunu canlandırmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bibliyoterapi derslerinde duyguların aktarımı üzerinde çalışırken kendi yazdığı şiiri okuyan huzurevi sakini Meliha Savakçı da hiç aksatmadan derslere katıldığını ve zaman içerisinde ruhen huzur bulduğunu söyledi.

Savakçı, duyguları aktarmanın önemini derslerde daha çok hissettiğini belirterek, “32 yaşında karar verdim huzurevine girmeye. Yaşım tuttuğu zaman geldim. Evde yalnız başına duvarlarla mı konuşacaksın? Burada arkadaşlarla sohbet ediyoruz, programlar, eğlenceler oluyor. Her şey mevcut. Biz burada resmen otel hizmeti alıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Anlamlandırmaya ve anlatmaya çalışıyoruz”

Zehra Ünsel ise 11 senedir huzurevinde konforlu hayat yaşadığından bahsederek, “Kendimizce özel nedenlerimizden dolayı buraya gelerek mutluluğumuzu, mutsuzluğumuzu, düşüncelerimizi paylaşıyoruz. Bir konuda değil, her konuda mükemmel yaşantımız var burada. Kitap kulübümüzden çok memnunuz, bir şeyleri anlamlandırmaya ve anlatmaya çalışıyoruz, birbirimizle daha ilgili, dikkatli olmaya çalışıyoruz. Ortak fikirlerde birleşiyoruz. Zaten tek taraflı fikir olursa onun tadı olmaz, mutlaka bir karşılığı olmalı. Bunun karşılığında beraber konuşarak ortak düşünceyi buluyoruz.” dedi.

Makedonya’da doğup büyüyen huzurevi sakini Döne Ülker de çocuklarına yük olmamak için huzurevinde yaşamaya karar verdiğini belirterek, derslerin kendisine çok iyi geldiğini dile getirdi.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.