Birleşmiş Milletler’e (BM) üye 80 ülke, yaptıkları ortak açıklamada, silahlı çatışmalarda sivillerin korunmasının uluslararası insancıl hukukun yasal bir yükümlülüğü olduğu ve aynı zamanda göz ardı edilemeyecek etik bir zorunluluk teşkil ettiği vurgulandı.
Yunanistan’ın inisiyatifi ile BM’ye üye 80 ülkenin diplomatik çabaları sonucunda silahlı çatışmalarda sivillerin korunmasına yönelik ortak açıklama yapıldı.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis’in okuduğu, silahlı çatışmalarda sivillerin korunmasına yönelik ortak açıklamada, BM verilerine göre, 2024 yılında yaşanan 14 silahlı çatışmada 36 bin sivilin hayatını kaybettiği belirtildi.
Yerleşim bölgelerinde patlayıcı silahların kullanılmasının on binlerce kişinin ölümüne yol açtığı bildirilen açıklamada, 2024’te mayın ve diğer silahların da sivillerin hayatını tehlikeye atmaya devam ettiği belirtildi.
BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) verilerine göre, Gazze en kötü insani krize sahne oluyor; siviller açlıktan muzdarip ve kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Ayrıca, çatışmanın başlamasından bu yana burada yüzlerce insani yardım çalışanının hayatını kaybettiğine dikkat çekildi.
Sudan’da da sivillerin büyük bir şiddetle karşı karşıya olduğu hatırlatılan açıklamada, ülke içinde milyonlarca kişinin evlerinden edildiği, ülke nüfusunun yarısından fazlasının yetersiz beslenme sorunu yaşadığına vurgu yapıldı.
Kongo, Mali, Mozambik, Myanmar, Nijerya, Somali, Güney Sudan, Suriye, Ukrayna ve başka ülkelerde de benzer sorunlar yaşandığının altı çizilen açıklamada, “Bu devam edemez. Bugün net bir mesajla buradayız. Sivillerin korunması isteğe bağlı bir şey değildir. Uluslararası insancıl hukukun yasal bir yükümlülüğü ve göz ardı edemeyeceğimiz etik bir zorunluluktur.” ifadeleri yer aldı.
Silahlı çatışmalardaki tüm taraflara, uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesi ve sivillerin korunması çağrısı yapıldı.
İnsani yardım çalışanlarına yönelik şiddet ve tehditlerin kınandığı açıklamada, “İnsani yardım kuruluşu çalışanlarının korunması ve güvenliklerinin sağlanması için tüm tedbirlerin alınması ve diplomatik araçların etkin şekilde kullanılması konusundaki kararlılığımızı teyit ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.
Çatışan taraflardan insani yardımlara engel olmamaları istendi ve “Yardımın siyasi, askeri ve stratejik hedefler için araç olarak kullanılması kabul edilemez.” denildi.
Ayrıca, çatışma bölgelerindeki basın mensuplarının profesyonel bağımsızlıklarına saygı gösterilmesi ve güvenliklerinin sağlanması talep edildi.