Brüksel’de Düzenlenen Iş Zirvesinde “Türkiye’nin Avrupa Savunmasına Katkıları” Vurgulandı

Zirve, Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve European Business Summit (EBS) işbirliğinde düzenlendi.

Burada konuşan AB Dış İlişkiler Ofisi Genel Müdür Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals, Türkiye’nin hem bir aday ülke hem de NATO müttefiki olduğunu söyledi.

📲 Artık haberler size gelsin

AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı

🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Vinals, “Türkiye, Avrupa’nın güvenliği ve ortak güvenlik açısından temel öneme sahip bir ülkedir.” dedi.

Türkiye ile AB arasında uzun süredir devam eden bir angajman bulunduğuna ve mevcut durumda bunu güçlendirmeye ve derinleştirmeye çalışıldığına işaret eden Vinals, şu ifadeleri kullandı:

“Ortak hedef çok nettir; daha güvenli bir Avrupa için, sahip olduğumuz bütün güvenlik zorluklarına birlikte çözüm üretebilen bir Avrupa için, mümkün olan en kapsamlı işbirliğine yönelmeliyiz. Bu çerçevede özellikle güney komşuluğu ile ilgili gelişmeler ve her şeyden önce Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik savaşı bağlamında, Türkiye ile angajmanımız hayati önem taşımaktadır. Tüm bu konuları Türkiye ile en üst düzeyde düzenli olarak ele alıyoruz ve Türkiye gibi hepimiz için temel öneme sahip bir ülke ile angajmanımızı sürdüreceğiz.”

Vinals, hem bölgede hem de daha geniş coğrafyada koşulların değiştiğine dikkati çekerek, yeni zorluklarla beraber yeni fırsatların da doğduğunu dile getirdi.

Güney Kafkasya’da, Suriye ve Gazze’de yeni fırsatların ortaya çıktığını, Türkiye’nin bu gelişmelerin her birinde çok önemli rol oynadığını vurgulayan Vinals, “Tüm bunlar, AB için bir aday ülke, bir ortak ve bir müttefik olarak Türkiye ile etkileşimin temel olduğu alanlar.” dedi.

Vinals, Türkiye’nin yıllardır önemli katkı sağladığını, Karadeniz güvenliğini Türkiye ile çok yakın işbirliği olmadan düşünmenin bile mümkün olmadığını belirterek, “Bu nedenle ele alınması gereken çok sayıda konu ve çözülmesi gereken sorunlar var. Hem AB üye devletlerinin güvenlik çıkarlarının hem de Türkiye’nin güvenlik çıkarlarının gözetilmesi önemlidir. Bana göre bunun tek yolu şudur; angajman, diyalog ve mümkün olan en fazla düzeyde etkileşim.” diye konuştu.

“Birlikte çalışabilirliği sağlayacak yollar bulmalıyız”

TUSAŞ AR-GE ve İleri Teknolojiler Direktörü ve Tekamül Eğitim Sistemleri Müdürü Hakan Aydemir, savunma sanayisinde işbirliğinin önemine işaret etti.

Bugünün ve yarının muharebe sahalarının giderek daha karmaşık, derin biçimde asimetrik ve çok katmanlı bir yapıya dönüştüğünü anlatan Aydemir, şunları söyledi:

“Son birkaç yıldır düşük maliyetli, hızlı üretilen ve son derece etkili dronların sadece birkaç gün içinde taktik dengeyi nasıl değiştirebildiğine tanıklık ediyoruz. Artık mesele sadece yüksek teknolojili, düşük maliyetli sistemler üretebilmek değil, aynı zamanda bunları günler veya haftalar içerisinde ne kadar hızlı üretebildiğiniz de belirleyici. Çünkü bir projeyi başlatabilirsiniz ancak bunun tamamlanması 5-6 yıl sürebilir. Dünya artık 10 yıl önceki gibi değil, çok hızlı değişiyor.”

Aydemir, bundan dolayı işbirliğini artırmanın kilit öneme sahip olduğunun altını çizerek, ülkeler ve şirketler arasında bir güven zinciri kurulması gerektiğini dile getirdi.

Bilgi ve veri paylaşımının önemine işaret eden Aydemir, savunma sanayisinde “birlikte çalışabilirliğin (interoperability)” de son derece önemli olduğunu kaydetti.

Aydemir, “Bu nedenle birlikte çalışabilirliği sağlayacak yollar bulmalıyız. NATO’nun yıllardır tartıştığı temel konulardan biri budur. Standartları birlikte belirlemeli, arayüzleri birlikte tanımlamalıyız. Aksi halde her ülke, insan kaynağını boşa harcamış olur.” uyarısında bulundu.

“Savunma sorumluluğunu üstlenmeliyiz, Türkiye’ye ihtiyacımız var”

Avrupa Havacılık, Güvenlik ve Savunma Sanayii Birliği (ASD) Genel Sekreteri Camille Grand da Rus ekonomisinin bir savaş ekonomisine dönüştüğünü belirterek, “Bu sınamayı kaybedemeyiz ve bu sınamanın kalbinde savunma sanayi bulunuyor.” dedi.

Grand, Türk savunma sanayisinin Avrupa ekosisteminin bir parçası olduğuna ve çok sayıda ortaklık bulunduğuna dikkati çekerek, “Dürüst olalım. Türk savunma sanayisi, son derece hızlı gelişen, çok aktif olan ve öncelik taşıyan bir durumda.. Dolayısıyla bunu da hesaba katmamız gerekiyor. Bugünkü tablo, 10 yıl önceki ya da 20 yıl öncekiyle aynı değil.” değerlendirmesinde bulundu.

ABD’nin Avrupa’ya savunma konusunda sorumluluk üstlenme çağrısında bulunduğunu anımsatan Grant, “NATO bağlamında hepimiz bu konuda daha fazla sorumluluk üstlenmeliyiz ve bunun için Türkiye’ye ihtiyacımız var.” dedi.

“İşbirliğimizin kalıcı olmasını ve büyümesini umuyoruz”

Leonardo Brüksel Ofisi Genel Müdürü Renzo Tomellini de her üretimin “evde yapılmasının” mümkün olmadığını ve bu durumlarda ittifak kurarak başka “evlere” bakmak gerektiğini söyledi. Bundan dolayı Leonardo savunma şirketinin de Türkiye’de yüksek yetkinlik sahibi ortaklar edindiğini aktaran Tomellini, işbirliğinin 1989’da başladığını anlattı.

Tomellini, yıllardır birlikte çalışmanın aynı zamanda bir güven ortamı inşa ettiğini belirterek, “İşbirliğimizin inşallah kalıcı olmasını ve büyümesini umuyoruz.” dedi.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.