Tarihi MÖ 240-200’e dayanan ancak bugüne dek gözlerden uzakta bir İngilizin özel koleksiyonunda kalan Buda’nın hazinesi, yeniden dünyanın gündeminde. 1898 yılında Hindistan’ın kuzeyinde, Uttar Pradesh eyaletindeki bir höyükte keşfedilen bu büyüleyici koleksiyon, inci, yakut, topaz, safir ve desenli altın levhalardan oluşan 1800 parça içeriyor.
Açık artırmanın duyurulması sonrasında uzmanlar ikiye bölündü. Bazı akademisyenler, Budizm için kutsal olan koleksiyonun satılmaması yönünde basına açıklama bulundu.
Mücevherlerin bulunduğu yer, Buda’nın doğduğu Lumbini bölgesine oldukça yakın. İngiliz arazi yöneticisi William Claxton Peppe’nin kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkan kalıntılar, zamanında yazıtlı bir vazoya eşlik eden Buda’ya ait olduğu düşünülen kemik parçalarıyla birlikte keşfedilmişti.
Özel koleksiyon içinde satılacak
Buda’nın kalıntılarına doğrudan bağlı olduğu belirtilen bu değerli mücevherler, 7 Mayıs Çarşamba günü Hong Kong’daki Sotheby’s müzayede evinde “Tarihi Buda’nın Piprahwa Mücevherleri Mauryan İmparatorluğu, Ashokan dönemi, yaklaşık MÖ 240-200” adlı koleksiyonla açık artırmaya çıkarılacak. Sotheby’s Asya Başkanı Nicolas Chow, bu buluntuyu “tüm zamanların en sıra dışı arkeolojik keşiflerinden biri” olarak tanımlarken, bazı çevrelerde bu satışın manevi mirasa saygı sınırlarını aşıp aşmadığı tartışılıyor.
Yüzyılı aşkın süredir İngiltere’deki özel bir koleksiyonda muhafaza edilen hazine, şimdi koleksiyoncuların ilgisini çekerken, Budist dünyasında da dikkat ve endişe uyandırıyor.
Tarihin İzleri: Kalıntılar nerede?
Buda’ya ait olduğu düşünülen kemikler, geçmişte Sri Lanka, Tayland ve Myanmar gibi Budist ülkelerine dağıtılmıştı. Ancak mücevher koleksiyonu bugüne kadar büyük ölçüde saklı kaldı. Arkeologlara göre bu eserler yalnızca estetik değil, aynı zamanda inanç ve kültürel miras açısından da benzersiz öneme sahip.