Kanadalı ve Çinli bilim insanları ortaklığında yapılan bilimsel çalışma sonucunda deprem etkili kırılmaların derin yeraltı mikrobiyal yaşamı besleyebileceği ortaya kondu.
Depremlerle çatlayan kayalar, yerin derinliklerinde yaşayan mikroplar için geniş bir kimyasal enerji kaynağı yelpazesini açığa çıkarabilir ve benzer süreçler, diğer gezegenlerdeki mikropları da potansiyel olarak destekleyebilir.
Bu süreç, mekanik enerjinin kimyasal enerjiye dönüşmesini ve özellikle demir redoks döngüsü ile yer altı mikrobiyal topluluklarının canlı tutulmasını mümkün kılıyor.
Çalışmanın ortaklarından Kanada’daki Alberta Üniversitesi’nden Kurt Konhauser, “Bu, tamamen yeni bir metabolizma setinin kapılarını açıyor” ifadelerini kullandı.
Bu çalışmalar, prebiyotik dünyada yaşam için enerji kaynakları oluşumunda mikrobiyal süreçlerin nasıl kritik rol oynadığını anlamayı sağlıyor. Çığır açıcı çalışmalarıyla deprem gibi jeolojik olayların derin yeraltı mikrobiyal yaşamı nasıl destekleyebileceğini ve bu mekanizmaların Dünya dışı gezegenlerde de yaşamı mümkün kılabileceğini gösteriyor.
Nasıl oluyor?
Dünya üzerindeki tüm canlılar, yaşamlarını sürdürmek için akan elektronları kullanır. Yeryüzünde bitkiler, güneş ışığını kullanarak karbon bazlı şekerler üretir ve insanlar bu şekerleri tüketir.
Ardından, tükettiğimiz karbon moleküllerinden soluduğumuz oksijen moleküllerine elektron akışı gerçekleşir. Karbon elektron vericileri ile oksijen elektron alıcıları arasındaki bu kimyasal gradyan, yani redoks çifti olarak bilinen yapı, enerji üretir.