Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) ilgili kuruluşu İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) işbirliğinde, Ticaret Bakanlığı ve Helal Akreditasyon Kurumunun koordinasyonunda gerçekleşen ve Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu 11. Dünya Helal Zirvesi, İstanbul Fuar Merkezi’nde başladı.
- Ticaret Bakanı Bolat: Müslüman tüketicilerin helal ürün ve hizmetlere yaptıkları harcama 2,3 trilyon dolara ulaştı
- 11. Dünya Helal Zirvesi ve Helal Expo Uluslararası Ticaret Fuarı başladı
Programın açılışında konuşan Arpaguş, üretim standartları ve tüketim alışkanlıklarının çok hızlı değiştiği bir dönemde, İslam’ın hayata dair en temel düsturu “helal” konusunun etraflıca müzakere edileceği zirvenin hayırlara vesile olmasını temenni ettiğini söyledi.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Arapaguş, “İslam’ın ilke ve değerlerine uygun bir hayat yaşamak tümüyle kulluk kapsamında olduğu gibi, ticari ve iktisadi faaliyetlerde bulunmak, helal ve meşru yollardan kazanıp helal ve temiz olanı tüketmek de ibadetin yani kulluğun bir gereğidir.” diye konuştu.
İslam’ın ilke ve ölçülerinin en temel gayesinin, insanın canını, malını, neslini, aklını ve dinini her türlü tahribat ve tahrifattan muhafaza etmek olduğunu dile getiren Arpaguş, “Bu değerlerin korunabilmesi için hiç şüphesiz insanın duygu, düşünce ve iradesini Allah’ın muradıyla buluşturması gerekir. Yaratılış itibarıyla saygın bir varlık olan insanın hem selim fıtratını hem de saygınlığını koruyarak yaşayabilmesi için hayatın her anında ve alanında Cenabıhakk’ın belirlediği sınırlara riayet etmesi elzemdir. Söz konusu sınırlar ise Kur’an-ı Kerim’de ‘helal’ kavramıyla ifade edilen meşru, maruf ve makul bir hayat düsturuna karşılık gelmektedir.” ifadelerini kullandı.
%2F20251126_2_71807063_119560342.jpg)
Onurlu, güvenli ve sağlıklı bir hayatın yolunun, kulluk şuurunun ve helal-haram bilincinin canlı tutulmasından geçtiğini vurgulayan Arpaguş, şunları kaydetti:
“Ayetikerimelerde ‘helal’ kavramıyla birlikte bir de ‘tayyib’ kavramının kullanıldığını görüyoruz. Bu kavramın çoğulu olan ‘tayyibat’, en yalın ifadeyle ‘temiz ve yararlı olduğu için insan tabiatına uygun, hoş gelen, aklın ve dinin benimsediği şeyler’ demektir. Özelikle yiyecek ve içecekler söz konusu olduğunda tayyibat kavramı, gıda standartlarının en üst seviyesini ifade etmektedir. Kur’an’da ‘tayyib’ kelimesinin karşıtı olarak ‘habis’ kavramı kullanılır. Bu kavram, ‘dinen haram kılınmış, pis, çirkin, bozulmuş, safiyetini kaybetmiş, kötü ve tiksinti verici ya da sağlığa zararlı’ olan şeyleri nitelemektedir. Bu bakımdan bir şeyin helal olmasıyla birlikte ‘tayyib’ niteliği de taşıması için o şeyin dini meşruiyeti yanında mutlaka temizlik, sağlık, güvenilirlik, alımlılık gibi ölçülere de uygun olması icap etmektedir. Ayrıca yüce dinimiz İslam’a göre bir şeyin temiz olarak nitelenebilmesi için onun yenilmesinin veya içilmesinin meşru olmasıyla birlikte helalinden kazanılmış olması da gerekmektedir.”
Arpaguş, temiz ve helal bir malın, gayrimeşru şekilde elde edildiğinde kirlenmiş, dolayısıyla habis ve haram hale geldiğini belirtti.
İnsanın haram ve kötü olanla arasına mesafe koymasının her şeyden önce mühim bir kulluk vazifesi olduğunu vurgulayan Arpaguş, kişinin Allah’ın neyi helal ve haram kıldığını ve onu davranışa dönüştürmeyi bilmesi gerektiğini ifade etti.
Arpaguş, helal-haram bilincinin kaybedilmesinin de anlam, değer ve gaye bakımından ciddi yozlaşmalara sebebiyet verebileceğini anlatarak, “Bilinmelidir ki bir toplumda ticari ve iktisadi faaliyetler, meşruiyetini o toplumun dini ve ahlaki değerlerinden, örfi ve hukuki normlarından almıyorsa, orada ciddi bir bozulma ve çürüme söz konusudur. Böyle bir vasatta istikametini yitiren insanın kötülükler ve günahlar tarafından kuşatılması ve neticede nefisle mücadelesinde mağlubiyete düçar olması kaçınılmazdır.” şeklinde konuştu.
Bugün Müslümanların bazı tehlikelerle karşı karşıya olduğunu belirten Arpaguş, şunları kaydetti:
“Modern zamanlarda maalesef dinin, maneviyatın ve güzel ahlakın hayatın dışına itildiğine şahitlik ediyoruz. Dini değerlerin hayatı düzenleyici ilkelerinden kendilerini azade hissedenlerin, helale dair hassasiyetlerinin ciddi anlamda örselendiğini görüyoruz. Bugün dünyevileşmeyi körükleyen, daha fazla kazanma hırsını kamçılayan ve tüketim iştahını köpürten marazi bir anlayış, bireysel ve toplumsal hayatı büsbütün kuşatmış durumdadır. Bencilliği ve kişisel menfaati ön plana çıkaran bu anlayış, insanı madde-mana denkleminde derin savrulmalara sürüklemekte, insanlığı ruhen ve bedenen tükenmenin eşiğine getirmektedir. Gerek fert gerekse toplum olarak Müslümanlar, bu konuda dikkatli ve tedbirli olmak mecburiyetindedir, dünyevi olanın aldatıcı cazibesi karşısında asil bir duruş ortaya koymak ve madde-mana dengesini merkeze alan güçlü bir hayat standardı oluşturmak zorundadır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı
Öte yandan, programda sunucu tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı okundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında, ticari kapasitesi 7 trilyon doları bulan helal belgeli ürün ve hizmetlerin, ülkede olduğu gibi bütün dünyada da beğeniyle tercih edildiğini kaydetti.
Temiz, sağlıklı ve dini hassasiyetleri gözeten nitelikleriyle tüketiciye arz edilen helal belgeli ürün ve hizmetlerin dünya genelinde 2 milyar insana ulaşmasının sektörün geleceğine dair beklentileri kuvvetlendirdiğini belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Uluslararası ticaretin en dinamik buluşma noktalarından biri haline gelen ülke iş forumları ve B2B organizasyonlarının, sektördeki firmalar, kurumlar ve tüketiciler için yeni ufuklar açacağına inanıyorum. Türkiye, gıda güvenliğinin titizlikle sağlanması, tüketiciye daima temiz ve sağlıklı gıda mamullerinin sunulması ve insan sağlığını tehdit edecek unsurların bertaraf edilmesi hususunda her türlü tedbiri almaktadır. Uluslararası gıda güvenliği standartlarına uygun olarak düzenlediğimiz Türk Gıda Kodeksi’ni yurdun her köşesinde titizlikle uyguluyoruz. Ülkemizde satışa sunulan gıdaların sıhhatini test etme ve kalitesini artırmaya yönelik tedbir, tetkik, teftiş mekanizmalarını titizlikle işletiyoruz.”
Etkinliğe, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul Valisi Davut Gül ve çeşitli ülkelerden temsilciler katıldı.