Küresel ortalama sıcaklıklar son 22 ayın 21’inde sanayi öncesi dönem ortalamasının 1,5 derece üzerine çıkarken, bilim insanları önlenebilecek en küçük sıcaklık artışının bile iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini azaltmak için kritik olduğu uyarısında bulunuyor.
Ağırlıklı olarak insan faaliyetlerinden kaynaklanan iklim değişikliği nedeniyle, dünya giderek daha fazla ısınıyor. Paris Anlaşması’nda küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi dönem ortalamasına göre 2 derecenin altında tutulması ve mümkünse 1,5 dereceyle sınırlandırılması hedeflenmesine rağmen, fosil yakıtların kullanılmaya devam edilmesi ve iklim politikalarındaki zayıflama sıcaklık rekorlarına neden oluyor.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
AA muhabirinin Avrupa Birliği’nin (AB) uydu izleme sistemi Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nden edindiği bilgilere göre, Temmuz 2023 küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi dönem ortalamasına göre 1,5 dereceye ulaştığı ilk ay oldu. Küresel sıcaklık artışı söz konusu ayda 1,52 derece ölçüldü.
Temmuz 2023-Nisan 2025 dönemini kapsayan 22 ayın 21’inde küresel sıcaklık artışı 1,5 derecenin üzerinde gerçekleşti. Sıcaklık artışları bu aylarda 1,50 ile 1,78 derece arasında değişti.
Ortalama sıcaklık artışı sadece Temmuz 2024’te 1,48 dereceyle ile bu eşiğin altında kaldı.
Küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi dönem ortalamasına göre 1,51 dereceyi bulduğu Nisan 2025, kayıtlardaki en sıcak 2. nisan ayı oldu.
Uluslararası iklim bilimi araştırma kuruluşu Berkeley Earth verileri de, Nisan 2025’in kayıtlardaki en sıcak 2. nisan ayı olduğunu teyit ederken, son 12 aylık ortalama sıcaklık artışının 1,62 dereceye ulaştığını gösterdi.
Berkeley Earth analizine göre, 2025 yüzde 18 ihtimalle kayıtlardaki en sıcak ve yüzde 53 ihtimalle 2. en sıcak yıl olacak. Küresel ortalama sıcaklık artışı ise bu yıl yüzde 52 ihtimalle 1,5 derece eşiğini aşacak.
Copernicus verilerine göre, 2024 küresel sıcaklık artışınn 1,5 derece eşiğinin üzerine çıktığı ilk yıl olmuştu.
“Isınma arttıkça dünya genelindeki etkileri daha da kötüleşiyor”
Copernicus İklim Değişikliği Servisi İklim Bilimcisi Rebecca Emerton, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 2 yılda küresel ortalama sıcaklıklar açısından birçok yeni rekor görüldüğünü belirterek, “Nisan 2025 de küresel sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerine çıktığı uzun aylar serisini devam ettirdi.” dedi.
Küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi döneme göre bir veya iki yıl süreyle 1,5 dereceyi aşmasının Paris Anlaşması’ndaki hedefin ihlal edildiği anlamına gelmediğini vurgulayan Emerton, “Bunun için sıcaklık artışının en az 20 yıl 1,5 derecenin üzerinde seyretmesi gerekir. Mevcut ısınma hızına bakıldığında, bu hedefin 2030’lu yıllarda aşılması muhtemel. Ancak kaçınılabilecek her sıcaklık artışı büyük önem taşıyor çünkü ısınma arttıkça dünya genelindeki etkileri daha da kötüleşecek. Bu nedenle, mevcut ısınmayı sınırlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmamız ve iklimimizdeki değişiklikleri yakından takip etmeyi sürdürmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
ABD ile güçlü bilimsel işbirliği çağrısı
Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF) Genel Direktörü Florence Rabier ise, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yönelik kararlar alınırken iklim ve hava durumundaki değişikliklere yönelik verilerin kritik önemde olduğunu ve hükümetlerin bu verilere ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Bir bölgedeki hava durumunu başarılı şekilde tahmin edebilmek için uydular ve meteoroloji istasyonları gibi yeryüzü gözlemleri dahil birçok kaynaktan elde edilen dünya çapındaki verilere erişim gerektiğini söyleyen Rabier, şöyle devam etti:
“Bu karşılıklı bağımlılık, dünyanın tüm bölgeleri arasında sürekli veri alışverişine yol açtı çünkü bu bağlamda tek bir ülke kendi başına hareket edemez ve herkes bundan fayda sağlamakta. ECMWF, üye devletlerimiz ve diğer ülkeler için en ileri fiziksel, hesaplamalı ve veri bilimi teknolojileriyle mümkün kılınan bir altyapı kurdu ve geliştirdi. ECMWF olarak, karşılıklı faydalar için ABD ile güçlü bir bilimsel işbirliği çağrısında bulunuyoruz. Orada sahip olduğumuz çok değerli işbirliği ilişkileri üzerine inşa ederek, insan hayatını korumak için anahtar önemde olan orta vadeli sayısal hava tahmini kalitesini daha da geliştirmek istiyoruz. Şu anda Dünya sisteminin izlenmesindeki herhangi bir boşluk, sadece mevcut dönemde değil, gelecek nesiller için de sorunlar yaratacaktır.”
“En ucuz enerji yenilenebilir kaynaklardan geliyor”
Sivil toplum kuruluşu Friends of the Earth Bilim, Politika ve Araştırma Başkanı Mike Childs, uzun süredir devam edecek yüksek sıcaklık dönemine işaret ederek, durumun oldukça endişe verici olduğunu belirtti.
Ancak Paris Anlaşması’ndaki küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefinin “tamamen kaybolduğunu söylemek için henüz erken” olduğunu vurgulayan Childs, “ABD gibi ülkeler küresel iklim çabalarından geri çekilirken, iklim değişikliğini önlemeye yönelik ilerlemenin asla düz bir çizgi olmadığını hatırlamak gerekir. Tarihteki her başarılı büyük hareket, mutlaka engellerle mücadele etmek zorunda kalmıştır.” dedi.
Childs, dünyada artık en ucuz enerjinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması, elektrikli araçların yakında en uygun seçenek haline gelecek olması ve temiz enerji ekonomisinin dünyada hızla büyümesinin ise iyi haber olduğunu dile getirerek, “Her onda bir derece sıcaklık artışı önemli, bu yüzden sınırlandırmak için mücadeleyi sürdürmeliyiz. İklim aşırılıkları nedeniyle zaten risk altında olan milyonları ve daha da kötü koşullarla karşılaşacak gelecek nesilleri terk edemeyiz.” uyarısında bulundu.