Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki bir okulda görev yapan 36 yaşındaki Yavuz, meme kanserine yakalandı.
Araştırmaları sonucunda İstanbul’a gelen Yavuz, önce kemoterapi tedavisine başladı, sonra da ameliyat oldu.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Eşi, kızı, öğrencileri ve ailesinin desteğiyle kanseri yenmeyi başaran Kevser Buket Yavuz, AA muhabirine, 23 Ekim 2024’te sağ memesinde şiddetli bir ağrı hissiyle uykudan uyandığını anlattı.
Yavuz, “Elimle ağrının olduğu yeri yokladığımda bir kitle olduğunu fark ettim. Ailemde de meme kanseri öyküsü olduğu için daha çok şüphelendim. Bütün gece bununla ilgili internette araştırmalar yaptım.” dedi.
Zorlu bir gecenin ardından ertesi gün gittiği doktorda ultrason ile MR gibi bütün tetkiklerin yapıldığını belirten Yavuz, doktorunun kendisinden biyopsi alınmasını istediğini söyledi.
“Biyopsi” kelimesini duyduktan sonra karanlık bir yola girdiğini hissettiğini aktaran Yavuz, kanser teşhisi konulmasıyla zorlu yolculuğunun başladığını kaydetti.
Yavuz, teşhisi aldığında ilk olarak kızını düşündüğünü dile getirerek, “8 yaşında küçük bir kızım vardı. Gerçekten ölmek, kızımı yalnız bırakmak istemiyordum. Onun büyümesine tanık olmak istiyordum. Çok korkuyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum ve teşhisi aldığımda bayramdı. Herkes bayram tatilinde olduğu için o an hiçbir doktora, hiçbir yere ulaşamıyordum. Araştırmalarım sonucunda İstanbul’a gelerek doktorum Prof. Dr. Serkan Keskin’e ulaştım. Burada çok iyi bir tedavi aldım ve bana iyileşeceğim inancımı verdiler.” diye konuştu.
“Öğrencilerimle iletişimim asla kesilmedi”
Kanser türünün agresif ve hızlı yayılım gösterdiğine dikkati çeken Yavuz, şöyle devam etti:
“Tedavime önce kemoterapilerle başlandı. Bunu 16 seans gördüm. Bu yaklaşık 5,5 aylık bir süreçti. En zoru orada zaten saçlarımızın dökülmesi oluyor. Bir kadın için saçlarını, kirpiklerini, kaşlarını kaybetmesi gerçekten yorucu. Sonrasında cerrahi müdahale oldu. ‘BRCA1’ testi pozitif olduğum için göğsümden çift taraflı ameliyat oldum. Sonrasında da 16 seans radyoterapi gördüm. Çok uzun bir tedavi süreciydi. Şu an doktorlarım sayesinde sağlığıma kavuştum.”
Öğretmenlik mesleğine bir süre ara vermek zorunda kaldığını anlatan Yavuz, bu süreçte öğrencileriyle iletişiminin asla kesilmediğini söyledi.
Öğrencilerinin kendisini hiçbir zaman yalnız bırakmadığını belirten Yavuz, “Öğrencilerim tedavi sürecinde evime ziyarete geldi. Her tedaviden sonra kemoterapilerim bittiğinde, bir kutlama gibi bana çiçekler gönderdiler. Ameliyattan çıktığımda, tüm seanslarımın hepsi bittiğinde, tedavimin sonuna geldiğimde yine aynı şekilde her zaman beni telefonla aradılar.” ifadelerini kullandı.
Sağlığı nedeniyle öğrencilerden gelen mesajlara değinen Yavuz, “Öğrencilerim, ‘Hocam en kısa zamanda yine sizi aramızda görmek istiyoruz. Sizi çok seviyoruz.’ diye bu tarz temennilerde bulunuyorlardı.” dedi.
Kevser Buket Yavuz, ailesinin, kızının, eşinin varlığının çok büyük moral kaynağı olduğunu vurguladı.
“İnsanlar kanserden değil, geç kalmaktan korksunlar.” diyen Yavuz, şunları kaydetti:
“Erken teşhis gerçekten hayat kurtarıyor. Ben bunların örneklerinden biriyim. Üçüncü evre meme kanseriydim. Hızlı ve agresif yayılım gösteren bir türdü. Buna rağmen yüzde 100 başarı sağlandı ve şu an karşınızdayım. Başarı öykümü sağlıklı şekilde sizlerle paylaşabiliyorum. O yüzden hiç kimse tedavi olmaktan korkmasın, aksine bunun üzerine gitsin. Kontrollerini ihmal etmesin.”
Her 8 kadından biri meme kanseri
Memorial Şişli Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Serkan Keskin ise meme kanserinin çok sık görülen bir tür olduğuna dikkati çekti.
Her 8 kadından birinin meme kanseriyle karşılaştığını ifade eden Keskin, “Türkiye’de şu anda 750 bin kanser hastası var. Bunların 200-250 bini her yıl yeni eklenen hastalar. Bunların 20-30 bin civarını da meme kanseri oluşturuyor.” bilgisini paylaştı.
Keskin, tüm vatandaşların bu konuda bilinçli olmasının ve erken tanının önemine işaret ederek, şunları dile getirdi:
“Erken teşhis, tedavide yüksek başarı sağlıyor. Bu hastalıklar çok küçük bir lezyon olarak başlıyor ve zaman içinde büyüyerek ilerliyor. Çok erken aşamasında tespit ettiğimizde çok daha başarılı tedavileri yapabiliyoruz. 40 yaşından sonra tüm kadınlara mamografi yaptırmalarını öneriyoruz. Dünya Sağlık Örgütünün önerisiyle de her 1-2 senede bir de bunun tekrar edilmesini istiyoruz.
Kanser tedavileri birbirinden farklı. Kemoterapiyi, akıllı ilaçları ve immünoterapiyi seçebiliyoruz. Bunları artık günümüzde çoğu zaman ameliyattan önce uyguluyoruz. Çok daha küçük bir bölümü ameliyatla tedavi etmeyi istiyoruz. Hastalarımız ortalama 6 aylık kemoterapi döneminden geçiyor. 6 aydan sonra ameliyatını planlıyoruz ve ardından ışın tedavisiyle beraber tedavileri tamamlanıyor.”