Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2231 sayılı kararı kapsamında yer alan “snapback” mekanizması, son dakika bir anlaşma sağlanamayınca gece yarısı devreye girdi.
- İran Cumhurbaşkanı ABD’nin “farklı bahanelerle” muhtemel bir nükleer anlaşmayı engellemeye çalıştığını söyledi
Nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya’dan (E3) oluşan ülkeler, mekanizmayı 28 Ağustos’ta tetikledi ve 30 günlük rutin prosedürün sonunda yaptırımlar geri döndü.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Tahran’ı “iyi niyetle yapılacak doğrudan görüşmeleri kabul etmeye” çağırdı.
Rubio, BM üyesi ülkeleri, “İran liderlerine, kendi ülkeleri ve dünyanın güvenliği için en iyi olanı yapmaları yönünde baskı yapmak amacıyla” yaptırımları “derhal” uygulamaya çağırdı.
İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanları ortak bir açıklamada, “İran’ın asla nükleer silaha sahip olmamasını sağlayacak yeni bir diplomatik çözüm” arayışını sürdüreceklerini söyledi.
Ayrıca Tahran’a “herhangi bir durumu tırmandırıcı eylemden kaçınması” çağrısında bulunuldu.
Bu gelişmelerle, 2015’teki nükleer anlaşma olarak adlandırılan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) kapsamında kaldırılan İran’a yönelik BM yaptırımları otomatik olarak yeniden yürürlüğe girerken bu zamana kadar ABD ve Avrupa’nın tek taraflı yaptırımları artık BM üyesi tüm ülkeleri ilgilendiren uluslararası yaptırımlara dönüşmüş oldu.
BMGK oylamalarında engellenemeyen süreç
BMGK’de Güney Kore’nin başkanlığında sunulan ve yaptırımların hafifletilmesini sürdürmeyi öngören tasarı, 19 Eylül’de 4 lehte (Rusya, Çin, Cezayir, Pakistan), 9 aleyhte ve 2 çekimser oyla reddedildi.
Daha sonra Çin ve Rusya’nın 26 Eylül’de önerdiği, yaptırımların 6 ay ertelenmesini isteyen tasarı da 4 lehte, 9 aleyhte ve 2 çekimser oyla kabul edilmedi.
ABD’nin çekilmesinden sonra nükleer anlaşma uygulanamadı, Avrupa İran’a verdiği sözleri tutamadı
ABD Başkanı Donald Trump, 2018 yılında, ilk başkanlık döneminde ülkesini tek taraflı olarak anlaşmadan çekti ve ardından İran’a yönelik ağır ekonomik yaptırımları yeniden yürürlüğe koydu. Avrupa ülkeleri, ABD’nin kararını desteklemediklerini açıklasalar da bu yaptırımların etkisini ortadan kaldıracak adımlar atmadı.
Bunun ardından İran, bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini aşamalı olarak durdurmaya başladı. 2020 yılından itibaren yüksek düzeyli uranyum zenginleştiren Tahran yönetimi, zenginleştirme oranını anlaşmada belirlenen yüzde 3,67’den yüzde 60’a kadar çıkardı.
Tahran bu süreçte ilgili yaptırımların kaldırılması halinde nükleer faaliyetlerini yeniden anlaşmayla uyumlu hale getireceğini sık sık açıkladı. Birçok kez hem İran-ABD hem de İran-Avrupa arasında görüşmeler yapıldı. En ciddi görüşmeler İsrail’in saldırılarından önce Tahran-Washington arasında yapılıyordu ancak İsrail’in İran’a saldırıları müzakere sürecini ortadan kaldırdı.
E3 ülkeleri ise “snapback’in son çare olduğunu” belirterek, İran’ı 2015 anlaşmasının “neredeyse tamamını” ihlal etmekle suçladı ve yüksek zenginleştirilmiş uranyum stoklarını “sivil gerekçe olmadan” tuttuğunu öne sürdü.
Yine de “diplomasinin sonu olmadığını” ifade ederek, Tahran’ı müzakerelere çağırdılar. İran ise yaptırımların geri getirilmesinin Avrupa’nın İran’ın nükleer meselesindeki konumunu ortadan kaldıracağını belirtiyor.
İran, mekanizmanın işletilmesine dair Avrupa ülkelerinin hukuki dayanağının bulunmadığını savunuyor. Tahran, ABD’nin 2018’de anlaşmadan çekilmesinin ardından Avrupa ülkelerinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve dolayısıyla anlaşmadaki “katılımcı” statülerini kaybettikleri tezini dile getiriyor. Bu bağlamda, Avrupa ülkelerinin BMGK’de bu süreci başlatma konusunda hem hukuki hem de etik yetkiye sahip olmadığını ifade ediyor. Buna rağmen yaptırımların geri getirilmesinin Avrupa’nın İran’ın nükleer meselesindeki konumunu ortadan kaldıracağını belirtiyor.
İran tarafı, Avrupa’nın ABD’nin etkisinde kaldığını ve müzakerelerde sundukları önerilere kayıtsız kaldıklarını savundu. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, son yaptığı açıklamada, “Avrupalılarla yaptığımız görüşmelerde, İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliği yapmaya ve nükleer faaliyetleri konusunda şeffaflık sağlamaya hazır olduğunu vurguladık. Buna karşılık ABD, sürekli farklı bahaneler uydurarak bir anlaşmanın oluşmasını engellemeye çalışıyor. Gerçek şu ki ABD güçlü bir İran’a tahammül edemiyor ve ülkemizi giderek zayıflatmak istiyor.” ifadelerini kullandı.
Geri dönen yaptırımlar ve etkileri
Mekanizmanın devreye girmesiyle, 2006-2010 yılları arasında İran’a karşı çıkarılan 1696, 1737, 1747, 1803, 1835 ve 1929 sayılı BMGK kararları yeniden geçerlilik kazandı. Bunlar arasında: Silah ambargosu: 2020’de süresi dolan ambargo, İran’a konvansiyonel silah sevkiyatını yeniden yasaklıyor.
Nükleer ve füze kısıtlamaları: Uranyum zenginleştirme, ağır su ve yeniden işleme faaliyetleri askıya alınıyor; nükleer başlık taşıyabilecek balistik füze geliştirme ve fırlatma yasaklanıyor.
Mali ve seyahat yasakları: Yüzlerce kişi ve kuruluşa yönelik varlık dondurma ve seyahat kısıtlamaları geri dönüyor.
Deniz ticareti denetimi: 1929 sayılı karar kapsamında, BM üyesi ülkelere İran’a ve İran’dan yapılan sevkiyatları denetleme ve el koyma yetkisi veriliyor. Bu da İran gemilerine müdahaleleri mümkün kılıyor.
Yaptırımların devreye girmesi piyasayı sarstı
BM yaptırımlarının devreye girmesi sonrası İran tümeni rekor düşük seviyeye geriledi ve zaten kötü olan ekonomide sıkıntıların derinleşeceği endişesi arttı.
İngiltere, Fransa ve Almanya’nın ABD’nin tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanmayan 2015’teki nükleer anlaşmada yer verilen ve “snapback” olarak adlandırılan, İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip mekanizmayı 28 Ağustos’ta işletme kararı almıştı.
Bunun ardındaki yaklaşık bir aylık süreçte döviz ve altın kurlarında ciddi yükseliş görüldü. İran’da ağustos boyunca dolar kuru 93 bin tümen seviyelerindeydi. Ülkede serbest döviz piyasasını izleyen “pashizi.com”a göre, serbest piyasada doların satış kuru bugün 110 bin tümene ulaştı.
BM yaptırımlarının uygulanmasının ardından Meclis, bu sabah kapalı oturum düzenledi. Açıklamada, İranlı vatandaşların geçim zorluklarının ele alındığı bildirildi. Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, oturumda “önemli kararlar alındığını” söyledi ancak ayrıntı vermedi.
Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise BM yaptırımlarının geri getirilmesi halinde görecekleri ekonomik zararın abartıldığını savunarak, “Bunun gerçekleşmesi durumunda bize hiçbir zarar veya hasar vermeyeceğini söylemiyorum. Özellikle ekonomik alanda, miktarı az da olsa bir miktar zarar verebilir.” dedi.
İran’ın tepkisi ve muhtemel adımlar
İran Dışişleri Bakanlığı, yaptırımları “hukuksuz, temelsiz ve provokatif” olarak nitelendirdi.
İranlı yetkililer, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile 9 Eylül’de imzalanan işbirliği anlaşmasının da geçersiz hale geldiğini belirtiyor. İran Meclisi de BM yaptırımlarının devreye girmesi halinde ülkeyi Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’ndan (NPT) çekecek bir karar hazırlandığını duyurdu.
İran Meclisi Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Üyesi İsmail Kevseri, NPT’den çekilme konusunun mecliste görüşülerek karara bağlanacağını ve bu konuda büyük ölçüde sonuca varıldığını duyurdu.
Kevseri ayrıca, nükleer bomba üretilmesini teklif eden kararın da daha sonra inceleceğini söyledi.
Buna rağmen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan dahil hükümet yetkilileri, İran’ın NPT’den çıkması teklifine sıcak bakmadığını birçok kez dile getirdi.
Meclis Başkanı Kalibaf da snapback mekanizmasının işletilmesini “hukuka aykırı” kabul ettiklerini belirterek, “Bu kararlar uyarınca İran’a karşı hareket eden herhangi bir ülke, ciddi ve karşılıklı tepkiyle karşılaşacaktır. E3 de bizim tepkimizi görecektir. İran, kendisini bu yasa dışı kararlara bağlı görmüyor.” ifadelerini kullandı.