Bu yıkımlarla altyapı büyük ölçüde tahrip edildi ve Filistinliler evlerinden zorla göç ettirildi.
Söz konusu kamplardaki Filistinliler, İsrail ordusunun kamplardaki varlığının, mülteciler dosyasını tasfiye etme amacı taşıyan planın bir parçası olduğunu ifade ediyor.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, 10 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin, en azından yıl sonuna kadar Batı Şeria’daki mülteci kamplarında kalacağını söylemişti.
Katz, söz konusu kampların “terör yuvaları olduğunu ve İsrail’e karşı yeni cephe olması için İran tarafından finanse edildiğini ve silahlandırıldığını” iddia etmişti.
İsrail, kampların yapısını değiştirdi
Tulkerim Mülteci Kampı Halk Komitesi Başkanı Faysal Selame, İsrail’in ocak ayından beri sürdürdüğü saldırılarla, kampın yapısını değiştirdiğini belirtti.
“Asıl hedef, kampları savunan direnişçi gençleri tasfiye etmek değil vatandaşları tehcir ettirmek.” diyen Selame, “İsrail mülteci kamplarını tamamen yıktı. Artık bu yerlerde yaşamak zor, geriye dönmek ise çok daha zor. Bu kampların yeniden imarı yıllar sürer. İsrail, kampların yapısını değiştirmeyi başardı ama tarihi değiştiremeyecek. Mülteci kampları, dönüş hakkını temsil ediyor.” şeklinde konuştu.
Selame, İsrail ordusunun, kamplardaki varlığının hiçbir gerekçesinin olmadığını ancak ordunun, çeşitli bahaneler üreterek, planlarını uygulamaya devam ettiğini dile getirdi.
Tulkerim ve Nur Şems kamplarında yaklaşık 2 bin konutun yıkıldığını, ayrıca binlerce evin hasar gördüğünü, kısmen yıkıldığını veya yakıldığını, 25 bin Filistinlinin göç ettiğini aktaran Selame, “Bugün kamplar, tamamen altyapısız. İletişim, elektrik, su, sanitasyon ve yollar dahil olmak üzere tamamen yeni bir altyapıya ihtiyaç var.” dedi.
Kamplarda yeni bir oldubitti dayatılıyor
Nur Şems Mülteci Kampı Halk Komitesi Başkanı Nihad eş-Şaviş ise İsrail’in kampı tam anlamıyla yok ettiğini söyledi.
Şaviş, “Saldırıların devam etmesinin amacı, kampı yaşanamaz bir yere çevirmek ve insanları alternatif arayışlara itmek. Yerinden edilenler temel ihtiyaçlardan yoksun ve zor koşullarda yaşıyor, silah zoruyla evlerini terk etmeye zorlanıyor. Durum giderek kötüleşiyor ve İsrail, kamptaki tüm canlıları kasıtlı olarak yok ediyor.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in söz konusu saldırılarının “güvenlikle” hiçbir alakasının olmadığını bilakis Filistin meselesini tasfiye etmeyi, kamplarda yeni bir oldubitti dayatmayı ve İsrail’in şartlarını kabul ettirmeyi amaçlayan siyasi bir proje olduğunu dile getiren Şaviş, Filistinlilerin, “hakları” üzerine pazarlık yapmayacağını vurguladı.
İsrail’in kamplardaki yıkılmış evlerin yeniden inşasına izin vermediğini aktaran Şaviş, Nur Şems Kampı’ndaki tüm evlerin tamamen veya kısmen yıkıldığını, yakıldığını veya tahrip edildiğini belirtti.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.
Gazze’de varılan ateşkesin 19 Ocak’ta yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Cenin kenti ve mülteci kampına “Demir Duvar” adını verdiği bir saldırı başlattı.
Saldırılar birkaç gün içinde Tulkerim ve Tubas ile buralardaki mülteci kamplarını kapsayacak şekilde genişletildi.
İsrail saldırıları sebebiyle Tulkerim ve Nur Şems kamplarından 5 binden fazla aile yerinden edildi, bölgedeki 400 bina tamamen yıkılırken, 2 bin 573 bina ise kısmi yıkıma maruz kaldı.
Kampların girişini bariyerlerle kapatmaya devam eden İsrail ordusu, bu iki kampı “hayattan mahrum alana” dönüştürüyor.