İsrailli Aktivistlere Göre, Gazze’deki Sözde Yardım Dağıtım Mekanizması “etnik Temizlik” Planının Parçası

Gazze’ye 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırılarla en az 54 bin Filistinlinin ölümüne neden olan İsrail’in 2 Mart’ta başlattığı insani yardım ambargosuyla yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşam mücadelesi verdiği Gazze’de insani kriz daha da derinleşti.

  • Eski UNRWA Sözcüsüne göre ABD-İsrail güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı”, “silahlaştırma” aracı
  • BM’ye göre Gazze İnsani Yardım Vakfının tartışılan yardım dağıtım sistemi sürdürülebilir değil

İsrail, yaklaşık 20 aydır sürdürdüğü saldırılar ve katı insani yardım ambargolarıyla Gazze’de neden olduğu insanlık felaketine karşı uluslararası tepkileri hafifletmek amacıyla yeni bir “yardım dağıtım mekanizmasını” devreye sokacağını açıkladı.

📲 Artık haberler size gelsin

AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı

🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Birleşmiş Milletler ve uluslararası yardım kuruluşlarının temel insani prensipleri karşılamadığı gerekçesiyle katılmayı reddettiği ABD-İsrail güdümündeki yardım dağıtım sisteminin, Gazze’deki Filistinlileri “yardım merkezlerinin” çevresindeki toplama kamplarına süreceği bir plan olarak eleştirildi.

İsrail’de az sayıdaki işgal karşıtı aktivistler, AA muhabirine, Tel Aviv yönetiminin Gazze’de ABD ile koordineli yürüttüğü sözde insani yardım dağıtım planının “kalıcı işgal ve Filistinlileri topluca sürgün hedefine hizmet ettiğini” anlattı.

“Soykırım ve etnik temizlik planının bir parçası”

İsrailli işgal karşıtı aktivist Ofer Neiman, ABD ve İsrail’in şubat ayında kurdurduğu “Gaza Humanitarian Foundation” (GHF) üzerinden yürütülen sözde insani yardım dağıtım planının Tel Aviv yönetiminin, 19 aydır “soykırım ve etnik temizlik” planı çerçevesinde Filistinlileri Gazze’nin belirli bölgelerinde zorla toplayarak bölgeden tamamen sürme niyetiyle ilgili olduğunu vurguladı.

Tel Aviv yönetiminin Gazze’deki asıl amacının açlıkla boğuşan Filistinlilere yardım etmek olmadığının altını çizen Neiman, “İsmi bile yanıltıcı olan bu ‘yardım dağıtımı’ aslında soykırım ve etnik temizlik planının bir parçası.” dedi.

Neiman, Filistinlilerin toplama kamplarından 10 ila 20 kilometre boyunca, yardım dağıtım merkezi adı verilen alanlara yürümeye zorlandığını, buraya ulaştıklarındaysa bazı Filistinlilerin zorla alıkonulduklarını kaydetti.

Birleşmiş Milletler ve uluslararası yardım kuruluşlarının “İsrail’in açlık ve insani yardımı bir silah olarak Filistinlilere karşı kullandığı” gerekçesiyle planın bir parçası olmayacaklarını duyurmasının son derece anlamlı olduğunu dile getiren Neiman, “Bu kuruluşlar, bunun yardımla ilgili olmadığını anlıyorlar. Bu şekilde yardım yapılmaz. Yardım koşulsuz olarak yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

İsrail aşırı sağının yanı sıra Netanyahu’nun da Gazze’de “etnik temizlik yürütmek konusunda son derece kararlı” olduğunun son yaptığı açıklamalara yansıdığını hatırlatan Neiman, “Netanyahu’nun kendisi ateşkesi kabul etmek için şartlarından birinin Trump planı olarak adlandırılan etnik temizlik planının uygulanması olduğunu söylüyor.” diye konuştu.

“Gerçek bir yardım operasyonu değil”

Ülkesinin 7 Ekim’de başlattığı saldırılara karşı yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle bir süre görevden alınan 36 yıllık tarih ve vatandaşlık bilgisi öğretmeni Meir Baruchin de Tel Aviv yönetiminin, Filistinlilerin boğuştuğu açlık krizini umursamadığını ancak “ABD ve Avrupalıları rahatlatmak için her gün yalnızca çok kısıtlı miktarda yardım girişine göz yumduğunu” söyleyerek, “Netanyahu, Amerikalıları, AB’yi rahatlatmaya çalışıyor, kendi tabanıyla konuşmaya çalışıyor. Bu gerçek bir yardım operasyonu değil. Kameraların bunu filme almasını istiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Baruchin, İsrail’de televizyon kanallarının açlık ve insani krizi konuşmak yerine dağıtım sırasında yaşanan izdihamdan bahsettiğine değindi.

İsrail’de toplumun büyük kesiminin Gazze’de yaşananları umursamadığını belirten Baruchin, “İsrail’de sağın farklı fraksiyonları var. Buradaki insanların çoğu başbakanlarının dürüst bir adam olmasını ister. Yozlaşmış bir başbakan istemezler. Ama Batı Şeria’daki işgali veya Gazze’yi umursamazlar. Gazze’yi istediğiniz kadar bombalayabilirsiniz.” dedi.

“Filistinli sivillerin İsrail saldırılarında can vermesi uyku kaçırıyor”

İsrailli işgal karşıtı öğretmen Baruchin, Filistinli sivillerin bitmek bilmeyen saldırılarda yaşamını yitirmesi nedeniyle uzun süredir uyku uyuyamadığını söyledi.

Sosyal medyada sıkça paylaşılan İsrail bombardımanında annesini ve kardeşlerini kaybeden 5 yaşındaki kız çocuğu Verd’in alevlerin arasından çıkmaya çalıştığı manzara karşısındaki duygularını anlatacak kelime bulamadığını vurgulayan Baruchin,”Dehşete kapıldım. Ne kadar zamandır geceleri uyuyamıyorum. Bunu görüyorum. Bu sevimli kıza sarılmak istedim. Ona elimi uzatmak istedim. Sahip olduğum her şeyi ona vermek istedim.” şeklinde konuştu.

Gazze’deki Nasır Hastanesi’nde doktorluk yapan Ala en-Neccar’ın İsrail bombardımanında 10 çocuğundan 9’unu kaybetmesinin kendisini derinden etkilediğini vurgulayan Baruchin, “Ben hiç dokuz çocuğumu kaybetmedim. Hiç dokuz çocuğun kalıntılarının olduğu ceset torbaları almadım. Hiç eşimin ve yaşam mücadelesi veren hayatta kalan tek çocuğumun yanında hiç beklemedim. Ne diyebilirim? Onun yaşadıklarını tarif edecek kelimelerim yok. Bu yüzden, ne yazık ki, diğerleri gibi bu vahşet benim adıma yapıldı.” dedi.

Sözde yardım dağıtım planı Netanyahu’nun “zaman kazanma” çabası

Gazze Şeridi yakınlarındaki saldırılarda 7 Ekim’de anne ve babasını kaybeden İsrailli işgal karşıtı aktivist Maoz Inon, İsrail hükümetinin mevcut üyelerinin “insani yardımları engellemek, Filistinlilere etnik temizlik yapılması ve Gazze’nin tamamen yok edilmesinden” yana olduğunun altını çizen Maoz, Tel Aviv’in sözde yardım planının Netanyahu’nun Gazze’de saldırıları sürdürmek ve kendi iktidarını korumak adına zaman kazanma çabası olduğunu belirtti.

Inon, “Netanyahu, Başbakan olarak zaman kazanmak istiyor, çünkü biliyor ki savaş bittiği anda koalisyonunu kaybedecek, gücünü kaybedecek. Bu yüzden savaşın sonsuza dek sürmesini istiyor. İsrail hükümeti, intikam, kan dökme, yıkım ve öldürme üzerine kurulu.” ifadesini kullandı.

Bu esnada, Gazze’de daha fazla sivilin öldürüleceğini belirten Inon, Gazzelilerin “yok yere” komşu ülkelere zorla gönderileceğini söyledi.

Inon, Gazze Şeridi’nde derinleşerek devam eden insani krizin İsrail’in gerek topraklarında gerekse de işgal altındaki Gazze Şeridi’nde veya Batı Şeria’da onlarca yıldır Filistinlilere karşı yürüttüğü “insandışılaştırma” stratejisinin bir sonucu olduğunu dile getirdi.

Anne ve babasını kaybettiği 7 Ekim’den sonra ağlamaya başladığını aktaran Inon, sonrasında “Gazze’de öldürülen tüm çocuklar için ağlamaya başladım.” dedi.

Inon, İsrail’in “faşist” ve aşırı sağcı hükümetinin, 7 Ekim saldırısını bahane ederek Gazze’deki “dehşeti ve acıyı meşrulaştırmaya çalışacağını” aktardı.​​​​​​​

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.