Köleliğin Kaldırılması Için Ilk Ayaklanmanın üzerinden 234 Yıl Geçti

Dünya genelinde yüz yıllar boyunca süren ve on milyonlarca kişinin özgürlüklerinden mahrum edilme, zorla çalıştırma, zorla evlendirme ve insan ticareti gibi koşullara tabi tutulduğu köleliğe karşı ilk ayaklanma 234 yıl önce 1791 yılında Karayipler’deki Santo Domingo adasında başlatıldı.

📲 Artık haberler size gelsin

AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı

🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Batılı sömürgeciler tarafından yurtlarından koparılan Afrika asıllı köleler, 23 Ağustos 1791’de Fransız sömürge yönetimine karşı hürriyet mücadelesine girişti.

Yaklaşık beş yıl süren çetin çatışmaların ardından köleler yalnızca özgürlüklerini kazanmakla kalmadı, aynı zamanda bağımsız bir devlet kurarak köleliği resmen ortadan kaldıran ilk siyasi yapıyı inşa etti. Tarihe “Haiti Devrimi” olarak geçen bu süreç, dünya genelindeki kölelik karşıtı hareketlere ilham verdi.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1998’de devrimin başladığı 23 Ağustos’u “Uluslararası Köle Ticaretinin Anılması ve Köleliğin Kaldırılması Günü” olarak ilan etti.

UNESCO, ilk anma törenini aynı yıl Haiti’de, ikincisini ise 1999’da Senegal’in Goree Adası’nda düzenledi. Bugün her yıl farklı ülkelerde gerçekleştirilen etkinliklerle kölelik ve köle ticaretinin insanlık tarihindeki yeri hatırlatılıyor.

Milyonlarca insan yurtlarından koparıldı

Coğrafi keşifler ve sömürgecilikle hız kazanan köle ticareti, milyonlarca insanı yurtlarından kopardı.

Tarihi kayıtlar, 25 ila 30 milyon Afrikalının Atlantik ve Hint Okyanusu üzerinden farklı kıtalara taşındığını gösterirken bu zorunlu göç, kültürel yapıları dönüştürmekle kalmadı, aynı zamanda büyük bir ekonomik sömürü düzeninin temelini oluşturdu.

“Üçgen Ticaret” olarak bilinen transatlantik sistemde, Avrupa’dan Afrika’ya silah ve imalat ürünleri götürülüyor, karşılığında köleler alınıyordu.

Köleler Atlantik üzerinden Karayipler ve Amerika kıyılarına taşınarak toprak sahiplerine satılıyor, buradan elde edilen şeker, pamuk, kahve ve tütün gibi ürünler ise yeniden Avrupa’ya gönderiliyordu.

Ortalama 18 ay süren bu ticaret döngüsünde Fransa, İngiltere, İspanya, Portekiz ve Hollanda başlıca aktörlerdi.

Köle ticaretinin ikinci önemli güzergahı ise Hint Okyanusu oldu. 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupalı sömürgeciler Komor, Seyseller, Madagaskar ve Mauritius gibi adalara köleler taşıyarak demografik yapıyı değiştirdi.

Ekonomik sömürü ve ırkçılık

Kölelik, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda ideolojik bir düzeni de beraberinde getirirken siyahların aşağı, beyazların üstün olduğu inancı, sömürge yasalarına ve toplumsal yapılara yansıdı.

Haiti Devrimi’nin başarısı, kölelik ve ırkçılığı temelden sarsarken kölelik geçmişine sahip bir toplumun kendi özgürlüğünü kazanıp koruyabileceğini kanıtlayan Haitililer, sonraki yüzyıllarda kölelik karşıtı hareketlere ve medeni haklar mücadelelerine öncülük etti.

UNESCO “Köle Güzergahı” projesi

UNESCO, köle ticaretinin anılması ve köleliğin kaldırılmasının kutlanması için “Köle Güzergahı” adı verilen bir proje kapsamında her yıl 23 Ağustos’ta sanatçıları ve araştırmacıları bu konuda ortak bir hafıza oluşturulmasına katkıda bulunmaya davet ediyor.

Bu kapsamda her yıl fotoğraf, video ve enstalasyon sergileri ile tarih, inceleme ve röportaj yayınları yapılıyor.

UNESCO’nun kurduğu, tarihçi ve uzmanlardan oluşan uluslararası bilim komitesi de düzenlediği periyodik toplantılarla konuyu uluslararası akademik gündemde canlı tutmaya çalışıyor.

Dünyada yaklaşık 50 milyon kişi “modern kölelik” koşullarında yaşıyor

Kölelik, resmi olarak dünyanın hemen her ülkesinde yasaklanmış olsa da, günümüzde farklı biçimlerde varlığını sürdürüyor.

BM verilerine göre, Moritanya, Mali ve Nijer gibi bazı Afrika ülkelerinde geleneksel kölelik uygulamaları halen azınlık toplulukları üzerinde etkili olmaya devam ediyor.

Uzmanlar, klasik anlamda kölelik ortadan kalkmış görünse de küresel ölçekteki fırsat eşitsizliği, yoksulluk ve adaletsizliklerin yeni bir sömürü düzeni doğurduğuna dikkati çekiyor.

Bu çerçevede tehdit, baskı, şiddet veya aldatma yoluyla özgürlüklerinden mahrum bırakılan ve yaşam şartlarını değiştirme imkanı bulamayan “modern kölelerin” sayısı bugün 50 milyona yaklaşmış durumda.

Her ne kadar hukuki bir kavram olmasa da “modern kölelik” terimi zorla çalıştırma, zorla evlendirilme ve insan ticareti gibi ağır istismar pratiklerini tanımlamak için kullanılıyor.

Uluslararası raporlar, Hindistan, Çin, Pakistan, Kuzey Kore, Nijerya, Endonezya ve Kongo’nun modern köleliğin en yaygın görüldüğü ülkeler arasında yer aldığını ortaya koyuyor.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.