Malta Açıklarında Saldırıya Uğrayan Gazze’ye Yardım Gemisi, Malta’dan Giriş Izni Bekliyor

Gemideki Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Songür, Özgürlük Filosu Koalisyonunun (Freedom Flotilla Coalition-FFC) Gazze’ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan gemisine Malta yakınlarında yapılan saldırıyı AA’ya anlattı.

  • Gazze için hazırlanan Özgürlük Filosu Koalisyonu, gemilerinin saldırıya uğradığını duyurdu
  • İsrail devlet televizyonu, Gazze’ye giden gemiye saldırıdan önce İsrail askeri uçağının Malta’ya gittiğini doğruladı
  • Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli, Özgürlük Filosu Koalisyonu’na saldırıyı kınadı
  • BM’den Gazze’ye yardım taşıyan Özgürlük Filosu Koalisyonu gemisine saldırıya “bağımsız soruşturma” çağrısı

Geminin yola çıkışının asıl amacı hakkında konuşan Songür, “İlk önce Avrupa limanlarına çıkmak, buradaki diğer kardeş gemilerle ve aktivistlerle buluşarak bir farkındalık çalışması yapmak, sonrasında da başta Mısır’a, Mısır hükümetine bir baskı unsuru olmaktır.” dedi.

📲 Artık haberler size gelsin

AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı

🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Binlerce konteyner insani yardım malzemesinin, açlıktan insanların hayatını kaybettiği Gazze’ye sadece 45 kilometre uzaklıkta olduğunu söyleyen Songür, “Tunus üzerinden hareket ettik ve Malta’dan ekiplerimizi almayı düşünüyorduk. Şu an için Malta’ya hala hemen hemen 23-24 ülkeden gelen insanlar hazır bir şekilde beklemekte. Şu an Malta açıklarında, 12 milde demirlemiş durumdayız ve burada bekliyoruz.” diye konuştu.

Songür, Malta’dan gemiye binmeyi bekleyen yolcular arasında, muhabir, gazeteci, dünyaca tanınmış doktor ve insani yardım çalışanlarının yer aldığını belirtti.

Ancak yolcuları Malta’dan alamadan bir gece sarsıntıyla uyandıklarını söyleyen Songür, saldırı anını şöyle anlattı:

“Gece saat 00.15 sularında ciddi bir sarsıntıyla uyandık. Önce, bize bir geminin çarptığını zannettik. Çünkü burası uluslararası bir alan ve ağır yüklü tanker gemilerinin de geçiş noktalarından bir tanesi. Fakat, daha sonra gerçek ortaya çıktı. Güverteye koştuğumuzda büyük bir yangın olduğunu fark ettik ve tam o anda üzerimizden uçan diğer bir dron ile ikinci patlamayı yaşadık. Vücudumuzda bazı sıyrıklar oluştu.”

Songür, olayın ardından internet bağlantısının tamamen kesildiğini, jeneratörler olmasına rağmen internete erişimde sıkıntı yaşandığını kaydederek, “Aynı zamanda UPS sistemlerimiz olmasına rağmen internetimizde de bir blokaj oluştu. Telsiz sistemlerinden yardım çağrısı geçtiğimizde, telsiz sistemlerine başka bir telsizin dahil olarak buradaki liman otoritelerine ‘hayır bir şeyimiz yok, iyiyiz, yardım göndermeyin’ şeklinde çağrılar yapılmış…” ifadelerini kullandı.

Bu blokaj ve söz konusu çağrılar nedeniyle yangına müdahalenin geciktiğini söyleyen Songür, yangın söndürme ekiplerinin saatler sonra gelebildiğini anlattı.

“Neredeyse 4 saat süren bir yangın yaşadık burada, gemi batmaktan son anda kurtuldu. Hala gemi içerisinde araştırmalarımız devam ediyor.” diyen Songür, yangın sonrasında gemiye ait olmayan parçalara rastladıklarını, bunların gemiye atılan bombaların parçalarının olabileceğini ifade etti.

“Bunları uluslararası mahkemelere götürmek üzere delilleri toplamaya başladık.” ifadesini kullanan Songür, geminin bazı bölgelerinde çok ciddi hasarların olduğunu, makine dairesinde su biriktiğini ve akaryakıt tanklarına su karıştığını belirtti.

“İsterlerse gemiyi de batırabilirlerdi”

Songür, yangın söndürme ekiplerinin gemiyi tamamen boşaltıldıktan sonra müdahale edileceğini söylediğini aktararak, “Biz dedik ki ‘Hayır, geminin ön tarafında yangın var. Geminin iki yanında acil durum botlarımız var, gemiden çıkmak gerektiği zaman çıkılır.’ Çünkü uluslararası prosedüre göre, gemiden çıktığınızda, bütün geminin yönetimini alıp, daha sonra isterlerse gemiyi de batırabilirlerdi.” şeklinde konuştu.

Yangın söndürme ekiplerine, söndürme işlemine başlamaları ve aynı zamanda geminin içerisinde gemide bulunan kişilerin de yangın söndürmeye hazırlandıklarını söylediğini aktaran Songür, “(Yangın söndürme ekipleri) Kendileri ilk başta bu konuda yardım etmekten geri durdular. Normalde bir gemiyi manevra aldırmak için 3-4 dakika sürmesi gereken bir manevra işlemi için neredeyse bir saatten fazla açıkta bekledi.” dedi.

Songür, bu konuyla ilgili görüntülerin de olduğunu söyleyerek, öte yandan bu haberin bir İsrail basın kuruluşunda da farklı bir şekilde yer aldığını söyledi.

İsmail Songür, “Aslında planlı bir şekilde, gemiden bizleri çıkartıp geminin belki de batırılması veya farklı bir işlem yapılması düşünüldü. Biz de bununla alakalı teyakkuzdayız. Bu müdahaleyi tamamladık şu anda. Bu geminin tüm sertifikası olmasına rağmen Malta hükümetinin işlemlere geç kalması ve aynı zamanda SOS vermemize rağmen geç cevap vermesi ve sahil güvenlik botlarının olaydan 10 saat sonra da müdahale etmesi de ayrı bir soru işareti.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bu saldırı tüm insanlığa yapılmış bir saldırıdır”

Songür, İsrail’in artık Filistin için ya da Orta Doğu için değil, Avrupa için ve tüm dünya barışı için bir problem olduğunu vurguladı.

İlk edinilen bulgulara göre patlamadan 6 ila 8 saat önce Tel Aviv’den havalanan bir C-130 tipi bir uçağın Malta’ya yanaştığını aktaran Songür, aynı süre zarfında sürat teknelerinin de geminin yanına yaklaşmış olabileceğini söyledi.

Songür, şunları kaydetti:

“O gece bir şekilde dronlarla bu gemiye saldırılıyor. Kanıt bırakmadan bölgeden uzaklaşılmaya çalışılıyor. Aslında, bu saldırı tüm insanlığa yapılmış bir saldırıdır. Aynı zamanda bu saldırı Türkiye mühendislik haklarına yapılmış bir saldırıdır. Çünkü bu gemide ve şu an halihazırda 11 tane Türk bulunuyor, bunların 5’i mürettebat, 6’sı sivil insani yardım çalışanı.”

Songür, konuya ilişkin yetkili makamlardan İsrail’e karşı net bir yanıt alınamadığına işaret etti.

Saldırıya ilişkin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden ve Tunus Coast Guard’dan bir yanıt alındığını söyleyen Songür, İtalya’da bulunan sivil havacılık çalışanlarının uçaklarını kaldırdığını ve dayanışma için geminin bulunduğu yere geldiğini aktardı.

Songür, “Şu an geldiğimiz noktada Malta hükümetinden hala giriş izni istiyoruz. Şu an kamera açısının biraz yanında bulunuyor. Yanımızda Malta hükümetine ait sahil güvenlik botları var. Hareket etmemize müsaade edilmiyor.” diyerek, geminin hala uluslararası sularda olduğunu belirtti.

Malta hükümetine, geminin Malta kıyılarına yanaştırılması gerektiği, su alma tehlikesi yaşadığı ve tersane işlemlerine başlaması yönünde çağrıda bulunan Songür, geminin bu şekilde devam etmesinin mümkün olmadığını ifade etti.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.