Asım İftikhar Ahmed, BM’de yaptığı basın açıklamasında, 23 Nisan’da Hindistan hükümetince açıklanan gerekçesiz eylemler ve tek taraflı tedbirler ile bunu takip eden savaş yanlısı kamu açıklamalarının tansiyonu ciddi şekilde yükselttiğini ve bölgesel barış ile güvenliğe tehdit oluşturduğunu belirterek, “Hindistan’ın sorumsuz ve istikrarsızlaştırıcı eylemlerinin yarattığı siyasi amaçlı ve son derece tahrik edici bu ortamda, durum daha da karmaşık hale gelmiştir.” uyarısında bulundu.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Ahmed, Hindistan’ın Pakistan’a karşı yakın bir zamanda harekete geçeceğine dair makul düzeyde istihbarat bulunduğuna işaret ederek, İslamabad’ın BM Genel Sekreteri, BM Genel Kurulu ve BM Güvenlik Konseyi ile birçok uluslararası ortakla görüşerek pozisyonunu ve endişelerini paylaştığını aktardı.
“Pakistan gerilimi tırmandırmak istemiyor ancak meşru müdafaa hakkını kullanacaktır”
“Hindistan’ın uluslararası hukuku ve bölgesel istikrarı hiçe sayan tutumu, tahrik edici ve tehlikelidir. Geniş çaplı ve felaketle sonuçlanabilecek sonuçlar doğurma potansiyeline sahiptir.” uyarısını yapan Ahmed, “Pakistan’ın gerilimi tırmandırmak gibi bir arayışı yoktur.” vurgusunu yaptı.
Ahmed, bunun Pakistan’ın siyasi liderleri tarafından tüm kademelerde açıkça ortaya konulduğunu anımsatarak, “Ancak aynı zamanda, egemenliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü savunmaya tamamen hazırız. Hindistan herhangi bir saldırganlığa başvurursa, Pakistan, BM Şartı’nda yer alan meşru müdafaa hakkını kullanacaktır. Hindistan’ın askeri maceracılığa dayalı tutumu iyi bilinmektedir.” dedi.
Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesindeki saldırının üzerinden 10 gün geçmesine rağmen, Hindistan’ın failler hakkında herhangi bir güvenilir bilgiyi kamuoyuyla paylaşmadığını ya da kendilerine iletmediğini belirten Ahmed, Pakistan’ın, 22 Nisan’da Hindistan’ın yasa dışı şekilde işgal ettiği Cammu Keşmir’deki Pahalgam’da meydana gelen terör saldırısıyla ilişkilendirilme çabalarını kesin bir dille reddettiğini vurguladı.
Ahmed, Pakistan’ın, terörizminin tüm biçimlerini ve tezahürlerini koşulsuz olarak kınadığını belirterek, masum sivillerin hedef alınmasının hiçbir şekilde meşrulaştırılamayacağının altını çizdi.
“Hindistan terörü araçsallaştırmaya ve kullanmaya devam ediyor”
Hindistan’ın terörü araçsallaştırmaya ve siyasi hedefleri doğrultusunda asılsız suçlamaları kullanmaya devam etmesinin üzücü olduğunu kaydeden Büyükelçi Ahmed, “Aslında bu artık tanıdık bir şablon haline gelmiş olup, Hindistan’ın Cammu Keşmir halkının devredilemez olan kendi kaderini tayin hakkını bastırmadaki yetersizliğini örtme çabalarının bir parçasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Ahmed, Hindistan’ın yıllar boyunca terörizm söylemini bir “korkuluk” olarak kullandığını ve kendisini terörün mağduru gibi gösterdiğini belirterek, esasen terörizmin en büyük mağdurunun bizzat Pakistan olduğunu, Hindistan’ın bu söylemi belirli siyasi hedeflerini ilerletmek için kullandığını ve hatta suistimal ettiğini söyledi.
“Derhal tansiyon düşürülmelidir”
Güney Asya’daki çatışma ve istikrarsızlığın temelinde yatan nedenin çözülemeyen Cammu Keşmir meselesi olduğunu kaydeden Ahmed, “Kalıcı barış, bizim bakış açımıza göre, bu temel sorunun BM Güvenlik Konseyi kararlarına ve Keşmir halkının iradesine uygun biçimde adil ve kalıcı bir şekilde çözülmesinden geçmektedir.” dedi.
Ahmed, Pakistan’ın Hindistan dahil tüm komşularıyla iyi, barışçıl ve işbirliğine dayalı ilişkiler kurmak istediğini, ilişkilerin karşılıklı saygı, egemen eşitlik, barış içinde bir arada yaşama ve tüm ihtilafların barışçıl yollarla çözümü ilkelerine dayanmasını savunduğunu kaydetti.
Diğer taraftan bu isteğin karşılıklı olması gerektiğinin altını çizen Ahmed, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Sonuç olarak, bölgede yaşanmakta olan durum uluslararası barış ve güvenlik açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Pakistan, derhal tansiyonun düşürülmesi çağrısında bulunmuştur. Biz, gerilimi artıran söylemlerin ve tek taraflı eylemlerin yapıcı olmadığına inanıyoruz. 2 milyar nüfuslu Güney Asya’da çatışma, kimseye fayda sağlamaz. Artık durumun kontrolden çıkmasını engellemek için diyalog, sağduyu ve diplomasinin hakim olması gerekiyor.”
“Komşumuz kendini hem yargıç hem de juri gibi görüyor”
AA muhabirinin, “Pakistan terör saldırısıyla ilgili uluslararası soruşturma çağrısında bulundu. Bu çağrıya ilişkin dünya geneli ve özellikle ABD’den nasıl tepki aldınız? ABD’nin saldırı sonrasındaki duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorularını cevaplayan Büyükelçi Ahmed, “güvenilir ve tarafsız soruşturma” taleplerinin çok mantıklı olduğunu belirtti.
Ahmed, “Daha önceki olaylarda da gördüğümüz üzere, komşumuz sıkça kendini hem yargıç hem de juri gibi görüyor. Olayın hemen ardından, henüz hiçbir delil yokken, hatta doğru düzgün bir soruşturma dahi başlatılmamışken, Hindistan doğrudan Pakistan’ı suçlamaya başladı. Bu nedenle bağımsız ve tarafsız bir soruşturma talebimizi bu bağlamda ortaya koyduk.” diye konuştu.
Hindistan’dan olumlu bir yanıt almadıklarını kaydeden Ahmed, “Umuyoruz ki bu talebimize yanıt verirler, çünkü gerçekten ne olduğunu ortaya çıkarmak istiyorsak, bu soruşturma süreci temel bir unsur olacaktır.” dedi.
“ABD’nin oynayacağı rol son derece önemli”
Büyükelçi Ahmed, ABD’nin rolüne ilişkin ise “Bizce bu son derece önemli.” vurgusunu yaptı.
ABD’nin büyük ve etkili bir ülke ve BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden biri olmasının yanı sıra aynı zamanda hem Pakistan’la hem de Hindistan’la geleneksel olarak iyi ilişkilere sahip olduğuna dikkati çeken Ahmed, ABD’nin geçmişte de bu tür süreçlerde rol oynadığını anımsattı.
Ahmed, “Bu durumda da ABD’nin önemli bir rol oynayabileceğine inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin daha fazlasını yapması gerektiğinin altını çizen Ahmed, “Bu aktörlerin, Cammu Keşmir ihtilafının çözümü için daha yoğun, kararlı ve eşgüdümlü bir çaba ortaya koymaları gerekiyor. Bu çağrıyı yinelemeye devam ediyoruz. Bu sorunun kronikleşmesine izin vermemek, Güvenlik Konseyi ve daimi üyelerinin sorumluluğudur.” diye konuştu.