Bugün çok heyecanlı ve gururlu olduklarını belirten Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı (SSB) Haluk Görgün, Çelik Kubbe’nin 47 unsurunun orduya teslimatının arkasında büyük bir emek olduğunu anlattı.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sistemler sistemi Çelik Kubbe ile hava savunmasında artık farklı bir klasmana çıkacağız
- Bakan Güler: Çelik Kubbe Projesi kapsamında teslimatı yapılan sistemlerimiz, güvenliğimizi en üst seviyede sağlayacak
- Savunma Sanayii Başkanı Görgün: Oğulbey Teknoloji Üssü öncü bir merkez olacaktır
- ASELSAN Genel Müdürü Akyol: Yeni Oğulbey yerleşkemizde, 1,5 milyar dolar değerindeki yatırımı heyecanla başlatıyoruz
Çelik Kubbe projesinin yıllar boyu Türkiye’nin üstüne koya geldiği savunma hava savunma sistemlerinin, “sistemler sistemi” olan, bütünleşik bir şekilde yapay zekanın yoğun olarak kullanıldığı bir yapı olduğunu vurgulayan Görgün, “Özellikle havadan gelecek tehditleri, saldırıları en erken dönemde tespit etmek, sonra bunları bertaraf edecek önlemleri maliyet etkin şekilde yapay zeka ve karar destek mekanizmalarıyla karar vererek etkin hale getirecek bir sistem. Çelik Kubbe’yi, bugün ordumuza envanterimize teslim eder durumdayız.” diye konuştu.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Görgün, ASELSAN’ın bugün 14 yeni tesisinin devreye alındığına işaret ederek, böylece şirket üretim kapasitesinin yüzde 40 artacağını ve 4 bin yeni istihdam oluşturacağını söyledi.
Oğulbey yerleşkesinin temelinin atılmasının, bugünkü 3. mutlulukları olduğunu dile getiren Görgün, Akyol’un ve ekiplerinin emekleriyle birlikte devletin çeşitli kurumlarıyla sağlanan temaslarla ve nihayetinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın izin ve onayının alınmasıyla bugünlere geldiklerini aktardı.
Çalışanların yüzde 98’i Türk üniversitelerinden
Görgün, ASELSAN’ın savunma sanayisinin omurga şirketi olduğunu ve zaman içinde tüm teknolojik sorumlulukları yerine getirdiğini kaydetti.
Yüksek teknolojileri üretmenin, geliştirmenin, daha iyisini yapabilmenin ancak “insan” ile mümkün olduğunu vurgulayan Görgün, şöyle devam etti:
“Tüm sektörlerde çalışanlarımızın ortalama yüzde 98’i Türk üniversitelerinden mezun. Bizim ihtiyaç duyan sahada, ihtiyaç duyulan teknolojileri geliştirmek için yetenekleri ve yetkinlikleri şimdiden planlamamız gerekiyor. Bu planlama çerçevesinde ihtiyaç duyulan o teknolojiler için yetkinlikleri hazırlayacak birtakım standartlarla, programlarla eğitim kademelerinin her seviyesinde SSB’nin, savunma sanayi teknolojilerinin beklentilerini karşılayacak şekilde çalışmalar yapmak gerekiyor. Yaklaşık 1 senedir biz bütün eğitim kurumlarımızla gerek formal gerek informal eğitim programlarıyla birlikte bu gelecekte ihtiyaç duyulan yetkinlik setlerini hazırlayacak birikimler neler olmalı diye çalışıyoruz. Diğer yandan bir şekilde savunma sanayisinin parçası olmak, katkı sağlamak, yurda dönmek isteyen tüm insan kıymetimize, vatandaşımıza ortam sağlayarak dönüşleri hızlandırıyoruz. ASELSAN, bu dönüşlerin içinde en çok tercih edilen şirketlerimizden. Özellikle son 1,5 yılda yurt dışından dönüşler inanılmaz bir seviyede arttı.”
“Yerli milli üretmek üzere gayret gösteriyoruz”
Bugün teslim ettikleri sistemlerin sahada önemli bir ihtiyacı karşılayacağına işaret eden Görgün, tedbirlerin mutlaka var olan sistemlere göre kendi kendini yenilemesi gerektiğini söyledi.
Görgün, hacimsel ve fonksiyonelite açısından bunların her birinin dünyanın her tarafında ülkelerin çalıştığı, yatırım yaptığı, ihtiyaç duyduğu sistemler olduğunun altını çizdi.
Her an çözülmesi ve geliştirilmesi gereken bir yapıdan bahsedildiğine değinen Görgün, şunları kaydetti:
“Biz savunma sanayinde Çelik Kubbe projesiyle ihtiyaç duyulan tüm unsurları özellikle yerli, milli data linki de geliştirerek, onların arasındaki koordinasyonu tamamen farklı tehditlerden koruyabilecek şekilde geliştirerek devam ediyoruz. Biz işin savunma sanayi tarafındayız. Üretim tarafındayız. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu her sistemi üretmekle sorumluyuz. Başkanlığımız ve sektörümüzdeki 3 bin 500 firma, 100 bini aşkın teknoloji ordusu ihtiyaçları karşılamak, yerli milli üretmek üzere gayret gösteriyoruz.”
“Tek seferdeki en büyük savunma sanayi yatırımı”
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol da ASELSAN’ın Türk milletinin bir emaneti olduğunu vurgulayarak, çok donanımlı bir kadroyla devletin kendilerine koyduğu hedefleri ve milletin beklentilerini en hızlı şekilde karşılamanın gayreti içerisinde olduklarını söyledi.
Mevcut tesis ve altyapı ile Çelik Kubbe’yi örmeye çalıştıklarını ve 47 unsurun bu kapsamda teslim edildiğini hatırlatan Akyol, “Gelecek 50 yılın vizyonunu ortaya koyduğumuz, ASELSAN’ın mevcut kapasitesinin yerleşke olarak 7-8, üretim kapasitesi olarak 2 katı büyüklüğünde bir yeri başlatmış olduk. Avrupa’nın en büyük hava savunma tesisinin, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin tek seferdeki en büyük savunma sanayi yatırımının temellerini Cumhurbaşkanımızla attık.” değerlendirmesinde bulundu.
Akyol, gerçekleştirilen kapasite artırımlarıyla Çelik Kubbe’yi daha hızlı üretmeyi ve zor teknolojileri geliştirmeyi başaracaklarını aktardı.
“Bu sene gelen mühendis sayımız, ayrılanların 2 katına ulaştı”
Projelerle ve son teknoloji ürünlerle gençlerin dikkatini çektiklerini belirten Akyol, yurt dışına çıkan mühendislerin tekrar Türkiye’ye döndüğünü ifade etti.
Gençlerin akın akın Türkiye’ye döndüğüne dikkati çeken Akyol, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu sene gelen mühendis sayımız, ayrılanların 2 katına ulaştı. Bu çok sevindirici bir gelişme ve inanılmaz bir başvuru alıyoruz. Aslında milli teknoloji hamlesine ve geliştirdiğimiz ürünlere milletimizin ve gençlerimizin nasıl sahip çıktığını gösteriyor. Bu anlayışla, bu projeler büyüdükçe, teknoloji altyapıları geliştikçe göreceksiniz bütün gençlerimiz burada dünyaya, burada yaptıkları ürünlerle teknolojiyi sunar hale gelecekler. Ben tekrar dönen arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Mevcut yeteneklerin yaygınlaştırılması da yüksek bir tempoyla devam ediyor. Milletimizin beklentilerini karşılayacak imkan ve kabiliyete ulaştığımızı, her geçen gün ve yıl daha fazlasını şanlı ordumuza vereceğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.”