Dünyanın en çok tanınan tarihî yapılarından Stonehenge, binlerce yıldır nasıl inşa edildiği konusundaki sırlarla arkeologların ilgisini çekiyor. Son araştırmalar, 1924 yılında Stonehenge’in güney girişinde bulunan Neolitik döneme ait bir inek çenesinden alınan dişin bu sırlardan birini çözebileceğini gösterdi.
Galler bağlantısı ortaya çıktı
University College London (UCL), ve British Geological Survey uzmanlarının yürüttüğü çalışma, hayvanın M.Ö. 2995-2900 yılları arasında yaşadığını ortaya koydu. Araştırma, Journal of Archaeological Science dergisinde yayımlandı. Bulgular, dişin Galler’in Preseli Tepeleri’nden geldiğini gösterdi. Bu bölge, Stonehenge’in inşasında kullanılan ünlü mavi taşların çıkarıldığı yer olarak biliniyor.
Sığırlar taş çekmiş olabilir
Dişin ince dilimlere ayrılarak yapılan izotop analizleri, hayvanın farklı coğrafyalardan besin tükettiğini ve muhtemelen göç ettirildiğini ortaya koydu. Bu da, sığırların taşların taşınmasında yük hayvanı olarak kullanıldığı teorisini güçlendirdi. UCL’den Prof. Michael Parker Pearson, “Bu bulgu, Stonehenge’in Galler ile bağlantısını bir kez daha ortaya koyuyor ve sığırların taşların taşınmasında rol oynadığı ihtimalini gündeme getiriyor” dedi.
Sembolik bir anlamı da var
Araştırmacılar, çene kemiğinin Stonehenge’in girişine yerleştirilmesinin yalnızca işlevsel değil, aynı zamanda ritüel ve sembolik bir anlam taşıdığı görüşünde. British Geological Survey uzmanı Prof. Jane Evans, “Bir inek dişi bize olağanüstü bir hikâye anlattı. Yeni bilimsel yöntemlerle daha fazlasını da öğrenmeyi umuyoruz” ifadelerini kullandı.
Stonehenge’in gizemi sürse de
Her ne kadar Stonehenge’in tam olarak ne amaçla yapıldığı hâlâ tartışmalı olsa da – kimi araştırmacılara göre astronomik bir merkez, kimilerine göre dini bir ritüel alanı – bu son keşif, yapının inşa sürecine dair en güçlü kanıtlardan biri olarak öne çıkıyor.