TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel, Gazze’de Soykırımı Belgeleyen BM Raporunu Değerlendirdi

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, Birleşmiş Milletler’in (BM) İşgal Altındaki Filistin Toprakları Hakkında Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu’nun İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığını belgeleyen raporuna ilişkin, “Komisyonun bu tarihi tespitleri karşısında artık uluslararası toplumun sessiz kalma lüksü yoktur.” dedi.

📲 Artık haberler size gelsin

AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı

🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Yüksel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BM İşgal Altındaki Filistin Toprakları Hakkında Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu’nun İsrail’in saldırıları altında bulunan Gazze ile işgal altındaki Filistin topraklarındaki son duruma ilişkin raporunu değerlendirdi.

İsrail’in Gazze’de soykırım suçu işlediğinin BM’nin 16 Eylül 2025 tarihli raporu ile bir kez daha ortaya konulduğunu kaydeden Yüksel, komisyonun İnsan Hakları Konseyi’nin 60. oturumu kapsamında hazırladığı ve açıkladığı raporunda, “İsrail Gazze’de soykırım suçu işlemektedir” ifadesi ile tarihe geçecek bir tespit yapıldığını belirtti.

Yüksel, “Bu rapor, yalnızca teknik bir değerlendirme değil, aynı zamanda uluslararası hukukun ve insanlığın vicdanının en güçlü haykırışıdır. Komisyon, İsrail’in fiillerini bütün yönleriyle incelemiş, elde edilen bulguları uluslararası hukuk ölçütleriyle karşılaştırmış ve sonuç olarak soykırım kastının varlığını tartışmasız biçimde ortaya koymuştur.” dedi.

İsrail’in işlediği fiilleri dört temel soykırım eylemi olarak tanımlayan raporda, bu eylemlerin, “öldürme, ciddi bedensel veya ruhsal zarar verme, yaşamı sürdürülemez kılan koşullar yaratma, doğumların engellenmesi” şeklinde sıralandığını aktaran Yüksel, bu eylemlerin Gazze’de yaşayan Filistin halkını yok etme kastıyla gerçekleştirildiğini, uluslararası toplumun gözü önünde sistematik biçimde uygulandığını dile getirdi.

Komisyonun soykırımın varlığını destekleyen çok sayıda kanıt sunduğunu belirten Yüksel, “Filistinlilerin yok edilmesini hedefleyen lider açıklamaları, sivillerin ve özellikle çocukların benzeri görülmemiş ölçekte öldürülmesi, evlerin, kültürel ve eğitim kurumlarının sistematik biçimde yok edilmesi, açlığın bir silah olarak kullanılması, yardımların engellenmesi ve tıbbi tahliyelerin reddedilmesi, Uluslararası Adalet Divanı kararlarının yok sayılması, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin toplu cezalandırma aracı haline getirilmesi, çocukların kasten hedef alınarak öldürülmesi, soykırım kastının varlığını açıkça kanıtlayan başlıca göstergeler olarak kaydedilmiştir.” diye konuştu.

“İsrail derhal soykırımı durdurmalıdır”

Komisyonun, ulaştığı bulguların ardından yalnızca İsrail’e değil tüm uluslararası topluma da açık ve tarihi bir çağrıda bulunduğunu dile getiren Yüksel, “İsrail derhal soykırımı durdurmalıdır. Tüm devletler, Soykırım Sözleşmesi’nin evrensel yükümlülükleri gereği, soykırımı önlemek ve failleri cezalandırmak zorundadır. Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanmalı, BM öncülüğünde insani yardımlar engelsiz şekilde yeniden başlatılmalıdır. İsrail’e yönelik silah ve destek transferleri derhal durdurulmalı, suça iştirak eden kişi ve şirketler uluslararası yaptırımlara tabi tutulmalıdır. Sağlık çalışanlarının güvenliği sağlanmalı, tıbbi tahliyelerin önündeki engeller kaldırılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Bu raporun, BM’nin bugüne kadar yayımladığı “en güçlü ve en bağlayıcı tespit niteliğinde” bir rapor olduğunun altını çizen Yüksel, “Komisyonun bu tarihi tespitleri karşısında artık uluslararası toplumun sessiz kalma lüksü yoktur.” dedi.

Soykırımın yalnızca bir ihtimal olmadığını, halen gerçekleşmekte olduğunu belirten Yüksel, “Bu nedenle, Uluslararası Adalet Divanı, mevcut yargılama sürecini hızlandırmalı, faillerin yargı önüne çıkarılması için acil adımlar atmalıdır.” diye konuştu.

BM’nin İsrail’in hesap verebilirliğini sağlayacak tüm siyasi, diplomatik ve hukuki mekanizmalarını derhal işletmesi gerektiğini vurgulayan Yüksel, şöyle konuştu:

“Devletler, şirketler ve uluslararası aktörler, soykırıma ortak olacak her türlü desteği kesmeli ve bu insanlık suçuna karşı net bir tutum almalıdır. Sonuç olarak, bu rapor yalnızca Filistin halkının değil insanlığın ortak vicdanının da sınandığı bir döneme işaret etmektedir. Eğer bugün harekete geçilmezse, yalnızca bir halkın değil, aynı zamanda uluslararası hukukun ve adaletin meşruiyeti ağır bir yara alacaktır.”

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.