ABD’li psikiyatrist Rami Kaminski, yıllar süren klinik gözlemleri sonucunda daha önce tanımlanmamış bir kişilik tipi olduğunu söyledi. İçe dönük (introvert) ve dışa dönük (extravert) kavramlarının yanında Kaminski’nin ‘otrovert’ adını verdiği bu kişilik tipi, grup kimliğine bağlanma ihtiyacı duymayan insanları tanımlamak için kullanılıyor.
Kaminski’ye göre hepimiz doğuştan otrovert’iz. Ancak çocukluktan itibaren kültürel koşullanmalar, aidiyet duygusunu pekiştirerek bizi çeşitli grup kimliklerine yönlendiriyor. ‘Otrovert’ler ise bu bağlanma sürecine karşı doğal bir mesafe koruyor.
Otrovert’lerin belirgin özellikleri neler?
Grup kurallarına uymak zorunda olmadıkları için özgün ve bağımsız düşünce geliştirebiliyorlar.
Dış onay arayışında olmadıkları için duygusal bağımsızlığa sahipler.
Sosyal reddedilme korkusu taşımıyorlar.
Popüler kültür, politik kutuplaşma veya grup baskısından uzak kalarak derin bireysel bağlar kurabiliyorlar.
Kaminski, tarih boyunca grup fanatizmine karşı duran bağımsız düşünürlerin (örneğin George Orwell) çoğunun, bu tarife uyan kişiler olduğunu belirtiyor. Ona göre otrovertler, toplumun birliktelik kültürünün yanı sıra tribalizmin tehlikelerine karşı da uyarıcı bir rol oynayabilir.
Psikoloji tarihinde içe dönük ve dışa dönük ayrımının ötesinde birçok farklı kişilik sınıflaması önerildi. Hans Eysenck’in ‘dışadönüklük’, ‘nevrotiklik’ ve ‘psikotiklik’ olmak üzere üç boyutta tanımladığı model, Gerard Heymans’ın üç eksenli ‘küp tipolojisi’ ile sekiz farklı karakter tipini ortaya çıkarması, buna verilebilecek örneklerden bazıları.