İsrailli Uzmanlar, Tel Aviv’in Daha önceki Ateşkesleri Bozmasından Dolayı Trump’ın Planına şüpheyle Yaklaşıyor

Aşırı sağcı politikaları nedeniyle eleştirilen İsrail’deki Başbakan Binyamin Netanyahu hükümeti, 19 Ocak’ta yürürlüğe giren Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasında, ikinci aşamaya geçmeyi reddetti. Ateşkes anlaşmasına göre ikinci aşamanın müzakerelerine başlamayı reddeden Tel Aviv yönetimi, 2 Mart’ta Gazze’ye tüm yardımların geçişini durdurdu, 18 Mart’ta ise ateşkesi bozarak saldırılarını daha şiddetli biçimde yeniden başlattı.

  • Trump’ın Gazze planı: Bölgeyi ne bekliyor?
  • İsrailli analistler: Netanyahu, Trump planını bozabilir veya seçimlerde kullanabilir
  • ABD Başkanı Trump, 20 maddelik Gazze planını Netanyahu ile açıkladı

Bu tarihten sonra giderek artan uluslararası baskıya rağmen İsrail hükümeti, Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esir takası anlaşmasının yenilenmesi için yürütülen müzakerelerde kendi şartlarını dayatarak görüşmeleri baltaladı. İsrail yönetiminin, müzakereleri baltalama girişimlerinden en keskini ise Katar’ın başkenti Doha’da ateşkes taslağını görüşmek üzere toplanan Hamas müzakere heyetine suikast teşebbüsünde bulunmak oldu.

📲 Artık haberler size gelsin

AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı

🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

“İsrail’in yeniden saldırılarına başlamayacağına ilişkin bir garanti yok”

İsrailli antropolog Jeff Halper ve “Combatants For Peace” aktivistlerinden Carly Rosenthal, Trump’ın Gazze planını ve İsrail hükümetinin geçmiş tavrı nedeniyle oluşan şüphelerini, AA’ya değerlendirdi.

Halper, Trump’ın planının İsrail’in Gazze’deki işgalini ve saldırılarını durduracak bir anlaşma ortaya çıkması halinde iyi olacağını fakat Hamas esirleri serbest bıraksa bile İsrail’in saldırılarını durduracağına dair şüpheleri olduğunu dile getirdi.

Hamas’ın esirleri serbest bırakması sonrası İsrail’in istediğini elde edeceğine dikkati çeken Halper, şöyle konuştu:

“Hamas, Gazze’deki İsrailli esirleri serbest bıraktıktan sonra İsrail’in yeniden saldırılarına başlamayacağına ilişkin bir garanti yok. Diğer bir deyişle bunlar (Trump’ın Gazze planı) henüz sadece teklif niteliğinde. İsrail’in geçmişteki esir takası anlaşmalarını ihlal ettiğini biliyoruz. Hamas Gazze’deki esirleri serbest bıraktıktan sonra İsrail neden saldırılarına devam etmesin? Hamas orada olmaya devam edecek, bir Hamas savaşçısının ateş açması durumunda İsrail bunu saldırıları için mazeret olarak kullanacak.”

“İnsanların anlayamadığı kod kelimeler var”

Halper, İsrail’in Gazze’ye saldırırken güttüğü amacın Filistin direnişinin son kalesi olan Hamas’ı ortadan kaldırmak olduğunu, eğer anlaşmanın politik bir yansıması olmazsa bunun İsrail’in amacına ulaşmış olacağı anlamına geleceğini belirtti.

Netanyahu’nun Beyaz Saray’da söylediklerine işaret eden Halper, şu yorumu yaptı:

“İnsanların anlayamadığı kod kelimeler var. Filistin yönetimi sadece reformlardan sonra Gazze’nin idaresinin bir parçası olacak. Bunun anlamını Netanyahu, Beyaz Saray’da söyledi. İsrail’i Yahudi devleti olarak kabul edecekler, bir daha Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesine gitmeyecekler, İsrail yerleşimleriyle kavgayı bırakacaklar. Böylece Abraham Anlaşmaları ile İsrail ve yerleşimler meşrulaştırılacak.”

İsrail’in asıl hedefi işgal altındaki Batı Şeria

Halper, İsrail’in saldırılarını durdurmanın “harika” olduğunu belirterek bunun sonunda bir de Filistin için siyasi kazanım olması gerektiğini ifade etti.

İsrail’in asıl hedefinin işgal altındaki Batı Şeria olduğunun altını çizen Halper, İsrail’in Gazze’de işinin bittiğin düşündüğünü, Batı Şeria’ya odaklanarak ev yıkımlarıyla, yeni yasa dışı yerleşimlerle ve kuzeyde devam eden askeri saldırılarla Filistinlileri yerinden etmek ve Arap ülkeleriyle imzalayacağı normalleşme anlaşmalarıyla “Büyük İsrail”i meşrulaştırmak istediğini vurguladı.

“Son 2 yılda birçok öneri gördüğümüz için şüpheyle yaklaşıyoruz”

İsrailli ve Filistinli aktivistlerden oluşan “Combatants for Peace” isimli sivil toplum kuruluşundan Carly Rosenthal ise “Bu savaşa, Gazze’deki soykırıma ve İsrailliler ile Filistinlileri etkileyen tüm şiddete son verecek her türlü uluslararası müdahaleyi destekliyoruz. 7 Ekim’den önce ve o tarihten bu yana, İsrail hapishanelerindeki esirleri ve siyasi tutukluları serbest bırakacak her türlü acil anlaşmayı destekliyoruz. Acil bir ateşkes gerekiyor, şiddeti hemen durdurmalıyız.” ifadelerini kullandı.

Geçen 2 senelik süre zarfında Gazze’deki soykırımın sona ermesi için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Rosenthal, ABD Başkanı Trump’ın Gazze planına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Trump’ın önerisine gelince, son 2 yılda birçok öneri gördüğümüz için şüpheyle yaklaşıyoruz ve biraz endişeliyiz. Eğer bu şiddet olaylarına son verecekse, biz destekleriz. Mesele sadece şiddet olaylarına son vermek değil, ertesi gün ne olacağı ve sahada İsrailliler ile Filistinliler arasında bu ilişkileri gerçekten kuranların kimler olacağıdır.”

“Netanyahu hükümetinin böyle bir şeye kolayca razı olacağına inanmak zor”

Planın bazı maddelerinde Filistinliler ve İsrailliler arasında diyalog ve uzlaşmadan bahsedildiğine işaret eden İsrailli aktivist, kendilerinin bunu 20 yıldır yaptığını ve desteklediğini söyledi.

Tüm bunlara karşın mevcut İsrail hükümetinin bugüne kadarki en aşırı sağcı hükümet olduğunu belirten Rosenthal, “Dolayısıyla, Netanyahu hükümetinin böyle bir şeye kolayca razı olacağına inanmak zor.” dedi.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.