Türk gıda sektörü üretim ve tedarik zincirini başarıyla yönetti

  • A’DAN Z’YE KOVİD-19 REHBERİ: Koronavirüsle ilgili aradığınız tüm cevaplar
  • KORONAVİRÜSE NASIL YAKALANIYORUZ: Bulaşma riskini artıran ortamlar
  • RAKAMLARLA: Ülke ülke koronavirüs istatistikleri
  • SAĞLIK BAKANLIĞI VERİLERİ: Türkiye günlük ve genel koronavirüs tablosu


  • Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını bazı sektörleri olumsuz etkilerken, bazılarının da öne çıkmasına neden oldu. Özellikle kısıtlamaların ve sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı dönemde gıda tüketimi artarken, tüketicilerin evsel gıda ürünlerine ilgisi de ciddi şekilde yükseldi.

    Salgın sürecinde dünyanın birçok noktasında gıda alanında üretim ve tedarik zincirinde sıkıntı yaşandı. Türkiye ise bu alanda ciddi performans göstererek süreci kayıpsız atlattı.

    Marketlerde rafların hiçbir zaman boş kalmamasını sağlayan gıda üreticileri, tüketicilerin her zaman istediği ürünü bulması için üretim ve tedarik süreçlerini aksatmadan başarıyla yürüttü.

    Ülker Üst Yöneticisi (CEO) Mete Buyurgan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, salgının başından bu yana geçen sürede herkesin önceliğinin “insan sağlığı” olduğunu vurgulayarak, çalışanlarının ve onların ailelerinin sağlığı için fabrikalar dahil tüm çalışma alanlarında Sağlık Bakanlığının 14 kuralını harfiyen uyguladıklarını ve uygulamaya devam ettiklerini söyledi.

    Hayata geçirdikleri ek tedbirlerin yanı sıra TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi’ni de aldıklarını belirten Buyurgan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Salgın sürecinde ürünlerimizi güvenle üretip tüketicimize aralıksız ulaştırmaya devam ettik ve ediyoruz. Salgının ilk döneminde de şu an olduğu gibi ara vermeden ve yaygın bir şekilde sahadaydık. Esnafımızın yanındaydık. Rutin ziyaretlerimizi ve mal tedariklerini aksatmadık. Sokağa çıkma kısıtlamalarında bakkallarımıza yönelik kampanyalarımızı azaltmadık. Aksine ürün alımlarını daha rahat gerçekleştirebilmeleri için uygun fiyat politikası uyguladık.”

    Buyurgan, salgın kısıtlamaları kapsamında hızlı tüketim ürünleri satışlarının yükseldiğini, özellikle nisan-mayıs döneminde temel gıda kategorilerinin yanı sıra atıştırmalık, çikolata, tatlı-sade bisküvi talebinin arttığını, şu anda tüketici talebinin normale döndüğünü anlattı.

    Buyurgan, “Genel hatlarıyla Türk gıda sektörünün salgın dönemine başarıyla uyum sağladığını söyleyebiliriz. Hızlı tüketim ürünleri sektöründe tüketicilerin tedbirli olmak amacıyla yaptığı alışverişlerin yarattığı yüksek talep, sektör tarafından başarıyla yönetildi.” diye konuştu.

    “Üretime ara vermedik, dijitalleşmeyi odağımıza aldık”

    Ülker CEO’su Buyurgan, dijitalleşmeye verdikleri öneme değinirken, “Üretimi kesintiye uğratmadan çalışan sağlığına en üst düzeyde önem verdiğimiz bu dönemde dijital dönüşüm yöntemlerimiz, ciro ve ihracat rakamlarımıza da olumlu yansıdı.” dedi.

    Salgında geleneksel kanalların yanı sıra online kanal uygulamaları ve e-ticaretin her zaman olduğundan daha fazla gündemlerinde yer aldığını aktaran Buyurgan, Türkiye’nin önde gelen e-ticaret siteleriyle tüketicilerin ihtiyaçları doğrultusunda ürün setleri oluşturduklarını söyledi.

    İnovasyon ve Ar-Ge yatırımlarında değinen Buyurgan, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “2019 ve 2020’de fabrikalarımızda hat yatırımları yaparak çikolata, bisküvi, kek, sakız ve şekerleme kategorilerinde toplamda 68 yeni ürünü raflara taşıdık. Türkiye’de ve bölgedeki pazar payımızı; çok sevilen markalarımıza yatırım yaparak, pazar ağımızın ölçeğini ve erişimini genişleterek, sürekli inovasyona odaklanarak artırdık. Buna ek olarak, sürdürülebilir üretime odaklanmaya devam ederek yerel ham madde tedarikine katkı sağlamaya devam ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda da sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz doğrultusunda yerli üretim, yerli ürün ve üreticiyi desteklemeyi sürdüreceğiz.”

    “Tat Gıda olarak üretim ve dağıtımı kesintisiz sürdürdük”

    Tat Gıda Sanayi AŞ Genel Müdürü Oğuz Aldemir de özellikle salgının ilk döneminde tüketicilerin her ürüne kolaylıkla erişebilmesi ve rahatlıkla temin edebilmesi için üretim ve tedarik süreçlerini hijyenden, kaliteden ve güvenlikten ödün vermeden kesintisiz olarak sürdürdüklerini söyledi.

    Hem üretim planlamalarında hem de lojistik süreçlerinde aldıkları önlemler sayesinde hiçbir aksaklık yaşamadan, tüketicilerin beklentilerine cevap verdiklerini aktaran Aldemir, bu süreçte TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi aldıklarını bildirdi. Aldemir, sağlık, maske, mesafe ve hijyen konularına verdikleri önemi anlattı.

    Aldemir, salgın kısıtlamaları kapsamında evde geçirilen zamanın artmasının ev içi tüketimin yükselmesine neden olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

    “Raf ömrü uzun olan konserve, hazır yemek, domates ürünleri gibi kategorilerde ciddi talep artışları yaşandı. Diğer yandan iç pazara baktığımızda genel olarak tüm kategorilerde büyüme gözlemlenirken, hazır yemek ve turşu kategorilerinde artış yüzde 50’nin üzerinde oldu. Tüketicilerimizin özellikle pratik lezzetlere olan talebinin artması, bizi de bu yönde çalışmaya sevk etti. Diğer yandan sağlıklı, bağışıklığı güçlendiren bitki bazlı beslenme bu dönemde tüketicilerimizin üzerinde yoğun olarak durdukları bir konu oldu.”

    “Salgına rağmen ihracatta önemli anlaşmalara imza attık”

    Oğuz Aldemir, salgın koşullarına rağmen 2020’de Irak ve Avrupa pazarında önemli anlaşmalara imza attıklarını belirterek, “İhracat ciromuzda geçen yıl 2019’a göre yüzde 63 büyüme elde ettik. Bu büyümenin arkasında güvenli tedarik zincirimiz, lezzetinden ve kalitesinden ödün vermeyen ürünlerimiz, yenilikçi teknolojilerimiz yer alıyor.” dedi.

    Eylülde cirolarının önceki yılın aynı ayına göre yüzde 23 arttığını bildiren Aldemir, “Bu büyümeyi yakalamak kolay olmadı. Ayrıca, e-ticaret kategorisinin büyümesi bizlere beraberinde yeni fırsatları da sunuyor. Pek çok farklı e-ticaret kanalında listeli bulunan ürünlerimiz, tüketicilerimizin tek bir hareketi ile kapılarına kadar ulaşıyor. Bu kanallar üzerinde gerçekleştirdiğimiz kampanyalar, indirimler ve promosyonlarla tüketicilerimizin beklentilerini karşılamak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.” diye konuştu.

    “Pınar Gıda olarak tüketici taleplerine yönelik üretimimizi titizlikle sürdürdük”

    Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu ise salgın sürecinde tüketicilerin stok yapma eğilimlerinin, paketli ürünlerin daha sağlıklı ve hijyenik olduğu yönünde gelişen bilinçle gıda ürünlerine olan talebi hızla artırdığını söyledi.

    Pınar Süt olarak Kovid-19’un ortaya çıktığı ilk günden beri tüm fabrikalarında azami ölçüde tedbirler alarak üretime devam ettiklerini aktaran Hekimoğlu, tedarikçileri, çalışanları ve tüketicileri koruyup gıda güvenliğinin sürekliliğini sağladıklarını kaydetti.

    Hekimoğlu, ürünlerini en sağlıklı haliyle tüketicilere ulaştırmak için tüm şartları yerine getirdiklerini ve TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi’ni aldıklarını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Pınar Süt olarak, tüm süreçlerimizi gözden geçirdiğimiz 2020’de, dijital dönüşümü odağımıza alarak operasyonlarımızda verimlilik esasıyla çalıştık. Tüketici ihtiyaçlarına ve beklentilerine yönelik, yeni yaşam şekillerine uygun olacak ürünleri de tüketicilerimizle buluşturmak için projelerimizi hızlandırdık. Bu kapsamda, tüm yaş gruplarına hitap edecek çeşitlilikteki ürün portföyümüze yeni ürünler ekledik. Henüz sonlanmayan Kovid-19 dönemi ve sonrasında da değişen istek ve ihtiyaçlara göre tüketicilerimiz için en iyisini yapmaya devam edeceğiz.”

    Salgın döneminde tüm ürün gruplarının satışlarında önemli artışlar yaşadıklarını kaydeden Hekimoğlu, bu süreçte kefir ve süzme peynir satışlarının arttığını, Pınar ızgara peynirini ağustosta, Pınar gouda ve olgunlaştırılmış kaşar ürünlerini ise aralıkta tüketicilere sunduklarını bildirdi.

    Hekimoğlu, Pınar Süt olarak salgın döneminde ihracat anlamında verimli bir yıl yaşadıklarını ve ürünlerini dünyayla buluşturmaya devam ettiklerini aktararak, şunları kaydetti:

    “İlk 9 ayda önemli pazarlarımızdan Irak’ta yüzde 24, Azerbaycan’da yüzde 42, Mısır’da yüzde 23 ve Bahreyn’de yüzde 12 dolar bazında ciro büyümeleri kaydettik. Bunun yanında 2020’de bizleri gururlandıran bir gelişme daha yaşadık. Bu gelişme, yaklaşık 6 milyar dolarla dünyanın en önemli süt ürünleri ithalatçılarından Çin pazarına Pınar labne, Pınar beyaz, Pınar süzme peynir ve süt tozu ürünleriyle giriş yapmamız oldu. Uzun süredir stratejik olarak potansiyel gördüğümüz bu pazardan alacağımız paydan dolayı Türkiye ekonomisi adına umutluyuz.”

    Hekimoğlu, salgınla birlikte ortaya çıkan talep artışı nedeniyle 2020’nin 9 ayında Pınar Süt’ün cirosunun yüzde 20 arttığını bildirdi.

    “Aroma, tüm ürünlerini tüketicilerle buluşturmaya devam etti”

    Aroma Genel Müdürü Sefer Kılınç, her zaman olduğu gibi hijyeni ve gıda güvenliğini en önemli öncelik kabul ederek üretime devam ettiklerini söyledi.

    Üretim, dağıtım ya da satış süreçlerinde bir sorun yaşamadıklarını ifade eden Kılınç, “Ürünlerimizi tüketicilerimizle eksiksiz olarak buluşturmanın yanı sıra ekonomik hareketliliğin de devamını sağlama amacıyla çalışmalarımıza devam ettik.” dedi.

    Kılınç, kısıtlamalar nedeniyle ev dışı tüketim kanallarında yaşanan daralmaya karşın perakendede alkolsüz içecek pazarının hacimsel olarak yüzde 6 büyüme gösterdiğini kaydetti.

    Sektörde alkolsüz içecek pazarında önemli büyüme yaşandığını aktaran Kılınç, “Salgın sürecinde ilave şeker, koruyucu ve katkı maddeleri içermeyen, dalından koparılan meyvenin kalite ve lezzetini içeren yüzde 100 meyve suyu ürünümüze ilgi arttı.” dedi.

    Su tüketmek isteyen ancak farklı sebeplerle tüketemeyen kitle için sundukları Aroma Sa-de’ye talebin arttığını bildiren Kılınç, sağlıklı tüketime olan ilgideki artışa dikkati çekti.

    Kılınç, Aroma olarak 55 ülkeye ihracatlarını gerçekleştirmeye devam ettiklerini ve Güney Amerika’ya giriş yaptıklarını belirterek, bu yıl pazardaki öncü çalışmalara devam etmeyi, ihracatta kanalları geliştirmeyi, Afrika ve Uzak Doğu’da büyümeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.

    Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.