“Türk Modası Yaz Okulu” Uluslararası Tasarımcıları İstanbul’da Buluşturdu

YEE tarafından gerçekleştirilen “Türkçe, Türkoloji ve Tematik Yaz Okulları” programı için bu yıl 69 ülkeden 735 misafir öğrenci Türkiye’ye geldi.

Program kapsamında düzenlenen “Türk Modası Yaz Okulu”nda ise farklı ülkelerden 12 moda tasarımcısı ve 6 Türk tasarımcı bir araya gelerek tasarımlarını oluşturdu.

İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Moda Tasarım Atölyesi’nde düzenlenen etkinliğe katılanlar, hafta içi gün boyu süren eğitimlerde geleneksel Türk moda tekniklerini öğrendi ve modern tasarım metodolojilerini keşfetti.

📲 Artık haberler size gelsin

AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı

🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Derslerde öğrendikleri tekniklerle Anadolu kumaşlarını kendi yaratıcılıklarıyla yeniden yorumlayan moda tasarımcılarının ürünleri, eylülde defilede sergilenecek. Defile, Türk modasının geçmişten bugüne uzanan yolculuğunu ve geleceğe dair vizyonunu yansıtacak şekilde tasarlanacak.

Türk moda mirasını küresel ölçekte tanıtmayı ve katılımcıların teknik becerilerini geliştirirken kültürel perspektif kazanmalarını sağlamayı hedefleyen “Türk Modası Yaz Okulu”, Türkiye’nin kültür diplomasisi vizyonuyla Türk modasının mirasını dünyaya tanıtmayı amaçlıyor.

Zengin ve köklü tarihe, geleneksel el sanatlarından modern tasarımlara kadar geniş yelpazeye sahip olan ve Osmanlı devletinden bugüne uzanan Türk modası, kumaş dokuma tekniklerinden el işçiliğine, renk paletlerinden kesim ve tasarıma kadar her detayıyla bir kez daha yorumlanıyor.

“Kültürel açıdan da zenginleşmiş olarak ayrılacaklar”

YEE Türk Modası Yaz Okulu Koordinatörü Ayşenur Kandemir, AA muhabirine, okulda Türkiye’nin zengin ve kültürel mirasını, geleneksel el sanatları ile moda alanındaki çağdaş yansımaları bir araya getirerek uluslararası katılımcılarla buluşturma fırsatı sunulduğunu söyledi.

İlk olarak Bursa, Gaziantep ve İstanbul’daki tarihi yarımadayı gezip katılımcılarla kültürel tarihi anlatmaya çalıştıklarını belirten Kandemir, şöyle konuştu:

“Tasarımcılar bu program sayesinde Türk modasının tarihsel gelişimini, geleneksel motiflerin çağdaş modayla nasıl harmanlandığını, dokuma, nakış ve kalıp çıkarma gibi uygulamalı çalışmaları bizzat deneyimleyerek gözlemleme fırsatı buldu. Aynı zamanda farklı disiplinlerden gelen uzmanlarla tanışma, alanlarında ilham verici deneyim yaşama fırsatı da yakaladılar. Program sonunda ise hem teorik hem de uygulamalı bilgi birikimiyle donanmış, kültürel açıdan da zenginleşmiş olarak ayrılacaklar.”

Kültürel gezilerde daha çok eskiz çalışmaları yaptıklarını dile getiren Kandemir, bunların geleneksel el dokumalı kumaşlara işlendiğini ifade etti. Programın sonunda defile hazırlıklarının başlayacağını bildiren Kandemir, “Türkiye’de lansman şeklinde özel bir defile olarak sunum yapacağız.” dedi.

Türkiye ile ilgili gözlemlerini yansıtıyorlar

Türk Modası Yaz Okulu Mentörü Mehmet Eren Sağın da okulda farklı ülkelerden tasarımcıların bir araya gelerek, kendi disiplinlerini ve eskizlerini Türk modasına uyarladıklarını belirtti.

Sağın, “Bu etkinliklerde öğrenciler, Türkiye ile ilgili gözlemlerine kendi tasarım dillerini de ekleyerek yeni bir sürece girdi. Bu süreçte birçok eskiz yapıldı, kumaş üzerine düşünüldü ve kumaş üzerine seminerler yapıldı. Aynı zamanda geleneksel Türk el dokuması kumaşlar tanıtıldı.” ifadelerini kullandı.

Projenin amaçlarından birinin Türk el dokumasında kullanılan kumaşların uluslararası alanda tanıtılması olduğuna dikkati çeken Sağın, şunları kaydetti:

“Tasarımcı portföyü oldukça geniş. Amerika’dan Japonya’ya uzanan bir seçki var. İlk başta moodboard çalışmaları yapıldı, gittiğimiz gezilerde fotoğraflar alındı. İlham oluşturabilecek bütün süreçlere tanıklık edildi. Sonra bunlar birer look haline getirilerek kıyafete dönüştürüldü. Daha sonra atölye süreci, tasarımların ardından kalıp süreci başladı. Kalıplardan sonra da öğrencilerin tasarım diline göre kumaşlar verildi, aksesuarlar tamamlandı. Kalıp aşaması bittiğinde dikim aşaması başladı. Dikim süreci ne kadar yoğun olsa da hem öğretici hem de bilgilendirici geçti. Böylelikle gözlemleri sayesinde Türk kültürü, kumaşı ve modasıyla ilgili birçok fikre sahip oldular.”

“Dünyada hiçbir zaman hissetmediğim bir şey var burada”

Tasarımcı Sofija Brkic ise Türkiye’ye her geldiğinde çok güzel ve özel hissettiğini anlatarak, “İlham aldığım farklı isimler ve motifler var. Birincisi Şems-i Tebrizi, ikincisi en sevdiğim fotoğrafçı Ara Güler. Onun fotoğraflarını tasarımlarımda kullanmayı çok seviyorum. Bir de üçüncü olarak floral motifler, güller, yapraklar ve ay yıldız kullanmayı tercih ettim. Dünyada hiçbir zaman hissetmediğim bir şey var burada.” şeklinde konuştu.

Tasarımcı Hilal Karakaş, eğitime katılan herkesin kendi alışkanlıkları, sistemleri ve gelenekleri olduğunu, Japonya’dan gelen tasarımcıların daha minimalist, Paris’ten gelenlerin daha couture çalıştığını söyledi.

Karakaş, “Belli bir noktada hepimiz birbirimize yardım ediyoruz ve bu bizi çok ileriye iten, vizyonumuzu açan güzel bir deneyim oluyor.” dedi.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.