Türkiye’de Her 5 Gençten Biri Ne Eğitimde Ne De Istihdamda

Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre her 5 gençten biri ne eğitimde ne istihdamda. Her 10 gençten 6’sı istihdama ‘tanıdık’ aracılığıyla erişebilirken çalışan gençlerin yüzde 68’i daha iyi iş olanakları için yurtdışına göç etmek istiyor.

Türkiye’de NEET (Ne Eğitimde Ne İstihdamda Ne Yetiştirmede) Gençler: Profil ve İyi Olma Hali Araştırması sonuçlarına göre, 5 gençten biri ne eğitimde ne istihdamda. Her 10 gençten 6’sı istihdama ‘tanıdık’ aracılığıyla erişebilirken çalışan gençlerin yüzde 65’i ayda 27 bin TL’nin altında bir ücret alıyor. Gençlerin yüzde 72’si borç yükü altında, yüzde 68’i ise daha iyi iş olanakları için yurtdışına göç etmek istiyor.

Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen araştırmada Türkiye genelinde 29 ilden 18-29 yaş arasındaki 2 bin 403 gençle görüşüldü. Araştırmaya katılan 18-29 yaş arası gençlerin yüzde 46’sı bir işte çalışırken yüzde 54’ü çalışmıyor. Bu grubun yaklaşık üçte biri ise ne istihdamda, ne eğitimde, ne de herhangi bir mesleki eğitim sürecinde.

© AFP 2023 / YASIN AKGULİstanbul taksim beyoğlu

İstanbul taksim beyoğlu - Sputnik Türkiye, 1920, 24.10.2025

İstanbul taksim beyoğlu
© AFP 2023 / YASIN AKGUL

Kadınlar NEET olma olasılığı erkeklere göre 2.5 kat daha fazla

Toplumsal cinsiyet, bu tabloyu en güçlü şekillendiren değişken olma özelliği taşıyor. Erkeklerin yüzde 63’ü istihdamdayken, kadınlarda bu oran yüzde 28’e düşüyor. Araştırma bulgularına göre kadınların NEET olma olasılığı, erkeklerin olasılığının yaklaşık 2,5 katı. Bu farkın temel nedeni ise “aile sorumlulukları”. Çalışmayan kadınların yüzde 29,2’si ev içi bakım veya ailevi nedenlerle işgücüne katılamadığını belirtirken, aynı gerekçeyi ifade eden erkeklerin oranı yalnızca yüzde 1.

İşe girişte ‘tanıdık’ faktörü belirleyici

Araştırma, gençlerin neredeyse yarısı (yüzde 45,6 civarı) istihdama arkadaşları veya akraba bağlantıları aracılığıyla erişebiliyor. Buna karşılık, dijital iş arama platformları aracılığıyla iş bulanların oranı yalnızca yüzde 8,9.

Gençlerin yüzde 85’i 50 kişiden az çalışanı olan yerlerde çalışıyor. Başta mağazalar ve yeme-içme mekanları olmak üzere ağırlıklı olarak satış danışmanı, garson veya kasiyer gibi hizmet sektörü pozisyonlarında istihdam ediliyor. Gençlerin yüzde 58’i günde 9 saat ve üzerinde çalıştığını belirtirken yüzde 66,8’i haftada 6 gün, yüzde 8,3’ü ise haftanın her günü çalışıyor. Haftada 5 gün çalışanların oranı yalnızca yüzde 18.

Gençlerin yüzde 65’i ayda 27 bin TL’nin altında ücret alıyor

Gençlerin yaklaşık yüzde 65’i ayda 27 bin TL’nin, yüzde 35’i ise 9 bin TL’nin altında kazanıyor. Katılımcıların yüzde 42,3’ü gelirinin “eksik kaldığını”, yüzde 44,6’sı ise “sadece ihtiyaçlarını karşılamaya yettiğini” belirtiyor.

Araştırmaya göre gençlerin geneline bakıldığında sadece yüzde 28,3’ünün hiç borcu yok. Çalışan grubun sadece yüzde 8,2’si hiçbir borcu olmadığını belirtirken; yüzde 40,5’i kredi kartı borcu, yüzde 25,3’ü taksitli borç ve yüzde 18,7’si ihtiyaç kredisi borcu yükü altında. Her on gençten altısı mevcut maddi durumundan memnun olmadığını belirtirken, “çok memnunum” diyenlerin oranı yüzde 6,3’te kalıyor.

© AADiploma

Diploma - Sputnik Türkiye, 1920, 24.10.2025

Diploma
© AA

Gençler diplomadan umudu kesmiş durumda

Katılımcıların yalnızca yüzde 38,7’si aldıkları eğitimin kendilerini “hayata hazırladığını” düşünürken, sadece yüzde 36,2’si “bu eğitim sayesinde iyi bir iş bulabileceğine” inanıyor. Yüzde 36,4’lük bir kesim ise bu görüşü net bir şekilde reddediyor. Eğitime olan güven, özellikle işsiz ve aile sorumlulukları taşıyan gençler arasında dip yapmış durumda.

Gelecek kaygısı nedeniyle gözler yurtdışında

Eğitimden ve mevcut ekonomik yapıdan umudunu kesen gençlerin gelecek beklentileri de karamsar bir tablo çiziyor. Bu durum, gençler arasında yurt dışına yerleşme arzusunu bir “çıkış yolu” olarak güçlendiriyor. Katılımcıların yüzde 67,8’i “daha iyi iş olanakları” için yurt dışına gitmek istediğini belirtirken, bu motivasyonu yüzde 36 ile “Türkiye’de geleceğini görememe” ve yüzde 28,9 ile “ülkenin kötüye gittiğini düşünme” takip ediyor.

Gençler sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve siyasal nedenlerle de gitmek istiyor; yüzde 22,5’i “daha fazla kişisel özgürlük”, yüzde 6’sı ise “düşünce özgürlüğü eksikliği” nedeniyle göç arzusunda olduğunu belirtiyor. Araştırma, bu yoğun isteğin henüz somut bir plana dönüşmediğini de gösteriyor. Gençlerin sadece yüzde 8’i “kesinlikle gitmeyi planladığını” ifade ederken, yüzde 56,4’ü bunun muhtemel olmadığını belirtiyor.

depresyon

depresyon - Sputnik Türkiye, 1920, 24.10.2025

depresyon

Psikolojik yorgunluk ve tükenmişlik hakim

Araştırma, gençlerin sağlık davranışları konusunda riskli bir tablo çizerken gençlerin özellikle psikososyal durumu endişe verici bir seviyede. Katılımcıların yüzde 36,6’sı sık sık “yorgun hissettiğini”, yüzde 33,5’i “uykusuzluk çektiğini”, yüzde 29,2’si “mutsuz veya sıkıntılı” olduğunu ve yüzde 26,6’sı “sorunlarıyla baş edemediğini” belirtiyor. Bu bulgular, gençlerin üçte birinden fazlasının yoğun stres altında yaşadığını ve dinlenemediğini gösterirken psikolojik yorgunluk ve tükenmişlik sorunları en çok işsiz gençlerde görülüyor.

Gençler siyasete oy vererek katılıyor, STK’lara uğramıyor

Araştırma, gençlerin siyasal ve sivil katılımı ile ilgili de çarpıcı veriler ortaya koyuyor. Gençlerin yüzde 79,9’u siyasete oy vererek katılırken bir siyasi partiye üye olanların oranı ise sadece yüzde 6,8. Gençlerin sivil alana katılımına bakıldığında ise bir STK’ya üye olanların oranı yüzde 9,3’ken düzenli gönüllülük yapanların oranı ise yüzde 11,4. Gençler, parti faaliyeti yerine yüzde 28-29 oranlarıyla boykot veya çevrimiçi protesto gibi daha bireysel ve esnek eylem biçimlerini tercih ediyor. Araştırma sonuçları gençlerin siyasi açıdan bireysel olarak kendilerine güvendiklerini ancak sisteme karşı derin bir yabancılaşma içinde olduklarını gösteriyor.

Toplumsal hınç duygusunu besliyor

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Emre Erdoğan, “Araştırmanın en çarpıcı bulgularından biri gençler arasındaki yaygın ‘anomi’, yani toplumsal kuralsızlık, güvensizlik ve adalet algısındaki çöküş oldu. Kurumlara güvensizlik var ve liyakat algısının çökmüş olduğunu görüyoruz. Bu toplumsal yönsüzlük hissi, en yüksek olarak öğrenciler ve ‘beklemede’ olan gençler arasında ölçüldü. Bu adaletsizlik algısı, gençler arasında yaygın bir ‘hınç’ duygusunu da besliyor. Gençler, dünyayı bireysel çabanın karşılığını vermediği adaletsiz bir düzen olarak görüyor. ‘Toplumsal hınç’ olarak adlandırılan bu sistemsel adaletsizlik algısı, en keskin biçimde işsiz gençler arasında gözleniyor.

Sputnik Türkiye.