Mısır’ın efsanevi hükümdarlarından Tutankhamun’un mezarı 1922’de keşfedilmesinden bu yana hem bilim dünyasının hem de gizem meraklılarının ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Firavun, 19 yaşında öldüğünde ardında sadece bir hanedan değil, sonsuz bir gizem bıraktı.
Lanetiyle bilinen mezarın yapısal bütünlüğünün tehlikeye girdiği belirtilerek çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu açıklandı. Uzmanlar, yapısal hasar, su sızması ve mantarların 3 bin 300 yıllık mezar alanının bozulmasını hızlandırdığı konusunda uyarıyor.
Luksor’daki Tutankhamun mezarının tavanlarındaki çatlaklar, nemden dolayı taş yapının soyulması ve yapıdaki genel deformasyonun giderek büyüdüğü ifade edildi.
Firavunun Laneti
Mezarın kapısı açıldıktan kısa süre sonra kazı finansörü Lord Carnarvon’un ani ölümü, efsaneyi besleyen ilk halka oldu. Dönemin gazeteleri, mezar duvarlarında “Ölüm, firavunun huzurunu bozana gelecektir” yazısının bulunduğunu öne sürdü.
Her ne kadar bu cümle gerçek bir hiyeroglif metin olmasa da, kazı ekibinde ardı ardına yaşanan beklenmedik ölümler, halk arasında “lanet” söylentilerini körükledi.
Gizli odalar
2015 yılında yapılan radar taramaları, Tutankhamun’un mezarında gizli odalar olabileceğini ortaya koydu. Bazı Mısırbilimciler bu odalarda Kraliçe Nefertiti’nin mezarının bulunabileceğine inanıyor. Henüz kanıtlanmamış olsa da, mezarın derinliklerinde hâlâ saklı bir sır olduğu düşüncesi Mısır’da yankılanmaya devam ediyor.