Sinema dünyasının en köklü organizasyonlarından olan Uluslararası Venedik Film Festivali’nin büyük ödülü “Altın Aslan” için yarışan filmlerden olan “Hind Receb’in Sesi”nin dünya prömiyeri yapılırken, film ekibi düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtladı.
- İsrail’in vurduğu araçtaki küçük Hind ve 5 kişinin cansız bedenleri, 12 gün sonra bulundu
Basın toplantısının başında, filmin Tunuslu yönetmeni Kaouther Ben Hania, oyuncular Saja Kilani, Motaz Malhees, Clara Khoury ve Amer Hlehel, gazeteciler tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Oyunculardan Kilani, gazetecilerin sorularından önce tüm film ekibi adına bir açıklama yaparak, İsrail’in Gazze’de devam eden saldırılarına tepki gösterdi.
Kilani, “Yetmedi mi? Toplu katliamlar, açlık, insanlıktan çıkarma, yıkım, süregelen işgal yeter artık. Hind’in sesi, son iki yılda öldürülen on binlerce çocuktan biri. Yaşama, hayal kurma, onurlu bir şekilde var olma hakkına sahip her kızın ve her oğlun sesi ve tüm bunlar, gözlerini kırpmadan çalınıyor. Her sayının ardında, asla anlatılamayan bir hikaye var. Hikayesi, ağlayan bir çocuğun hikayesi. Tek bir çocuk bile hayatta kalmak için yalvarmaya zorlandığında kimse huzur içinde yaşayamaz.” ifadelerini kullandı.
Receb’in sesinin tüm dünyada yankılanmasını ve bunun Gazze’de devam eden soykırımı dünyaya hatırlatmasını belirten Kilani, “Yeter. Yarın değil, bir gün değil, şimdi adalet için, insanlık uğruna her çocuğun geleceği için yeter.” dedi.
Filmin yönetmeni Kaouther Ben Hania ise Gazze ile ilgili haberlerin basında yer aldığını ancak sinemanın daha farklı bir rolü olduğunu belirtti.
Ben Hania, “Sinemanın güçsüz insanlara bir yüz ve ses verebileceğine, empati dediğimiz bu değerli duyguyu ateşleyebileceğine inanıyorum. ‘Hind Receb’in Sesi’ benim için özellikle önemliydi çünkü Hind Receb’in sesini duyduğumda, bunun sadece onun sesi değil, tüm Gazze’nin sesi olduğunu fark ettim.” diye konuştu.
Brad Pitt, Joaquin Phoenix ve Rooney Mara gibi isimlerin filmlerine destek vermesinin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Hollywood’daki “kültür savaşını kaybettiği” anlamına gelip gelmediği sorusuna, Ben Hania, bu isimlerin desteğinden memnuniyet duyduğunu ve bunun “bir şey ifade etmesini umduğunu” söyledi.
Ben Hania, ABD Başkanı Donald Trump’ın gündeme getirdiği Gazze’nin işgal planının sorulması üzerine, “Nerede yaşıyoruz?” diyerek, bu durumu sorguladığını belirtti.
Filmin oyuncularından Malhees de “Filistinliyim, bu yüzden son birkaç yılda olan her şeyi yaşadım. Bu benim için bir film değil, yaşadığım bir hayat.” dedi.
Oyunculardan Hlehel de “Bir oyuncu olarak, genellikle materyali nasıl dönüştüreceğinizi ve ekranda inandırıcı ve ilişkilendirilebilir hale getirmek için onu kendinize ait kılacağınızı düşünürsünüz. Ancak ‘Hind Receb’in Sesi’ böyle özel bir süreç gerektirmiyordu. Hikaye zaten bir buçuk yıldır içimizdeydi. Bu bir film değildi, bir görevdi.” ifadelerini kullandı.
Aktris Khoury de bir sanatçı olarak bu hikayeyi anlatmanın kendisinin bir görevi ve sorumluluğu olduğunu hissettiğini söyledi.
Bu arada, ödüllü aktör Joaquin Phoenix, festivale film ekibiyle beraber gelerek destek verdi.
İsrail saldırısında ölen Filistinli Hind Receb’in acı hikayesi
Tunuslu yönetmen Ben Hania’nın yazıp yönettiği “Hind Receb’in Sesi” filmi, İsrail ordusunun, Gazze’ye 29 Ocak 2024’te düzenlediği saldırı sırasında, Receb ile acil durum çağrısı alan ve ona ambulans gönderebilmek için onu hatta tutmaya çalışan Filistin Kızılay’ı gönüllüleri arasındaki görüşmelerin orijinal ses kayıtlarını kullanıyor.
5 yaşındaki Receb ve ailesinin aracı, İsrail güçlerinin, 29 Ocak 2024’te Gazze Şeridi’nde işlediği katliamlar ve işgal nedeniyle güvenli bir alan kalmayan kentte sığınacak yer ararken vurulmuştu.
Saldırı nedeniyle, araçtaki 5 akrabası hayatını kaybeden Receb, telefonla ulaşan Filistin Kızılay’ı yetkililerine “Hepsi öldü, gelin alın beni, burada tek kalmak istemiyorum. Çok korkuyorum, lütfen beni almaları için birini gönderin.” diye 3 saat boyunca yalvarmış ancak İsrail güçlerinin saldırıları nedeniyle kurtarılamamıştı.
Receb’in hikayesinin anlatıldığı film, sinema otoritelerince 82. Uluslararası Venedik Film Festivali’nde büyük ödül “Altın Aslan” için yarışan filmler arasında en dokunaklı hikayeye sahip eser olarak değerlendiriliyor.