Bilimsel ilerlemelerle şekillenen teknoloji, evrenin sırlarından günlük yaşama kadar pek çok alanda imkansız denileni mümkün kılmaya devam ediyor.
Bu kapsamda AA muhabiri, temmuzda öne çıkan bilimsel gelişme ve keşifleri derledi.
Japonya’da yapılan araştırma, iyimser bireylerin geleceğe dair düşüncelerinde benzer beyin aktivite desenleri gösterdiğini ortaya koydu.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
87 katılımcının yer aldığı çalışmada, araştırmacılar önce kişilerin ne derece iyimser olduğunu belirlemek için anket yaptı.
Ardından, katılımcıların beyinleri manyetik rezonans görüntüleme (MRI) yöntemiyle tarandı. Bu sırada katılımcılardan olumlu, olumsuz veya nötr olarak gelecekte yaşanabilecek olayları hayal etmeleri istendi. Bazı katılımcılara ölümle ilgili senaryolar da düşündürüldü.
Araştırmada, iyimser katılımcıların beyninde özellikle geleceğe dönük düşünmeyle ilişkilendirilen medial prefrontal korteks (MPFC) adlı bölgede benzer nöral örüntüler tespit edildi.
Latince yazıtları çözümleyen yapay zeka aracı: Aeneas
Google, Antik Roma dönemine ait yazıtları çözümlemek amacıyla “Aeneas” adlı yapay zeka aracını geliştirdi.
Tarihçilerin işbirliğinde üretilen Aeneas, yaklaşık 16 milyon karakter içeren 200 binden fazla bilinen Latin yazıtı üzerinde eğitildi.
Adını Troya kahramanı Aeneas’tan alan araç, metinlerin hangi döneme ve coğrafyaya ait olduğunu tahmin edebiliyor, eksik kelimeler için önerilerde bulunabiliyor.
Araştırmada 23 tarihçi, Aeneas’ı kullanarak yazıtları inceledi ve araç yüzde 90 anlamlı tahminlerde bulundu.
Haftada 4 gün çalışma modeli çalışanların stresini azaltırken performansı artırıyor
Avustralya, Yeni Zelanda, ABD, Kanada, İrlanda ve İngiltere’deki 141 şirkette, toplam 2 bin 896 çalışanın katılımıyla 4 günlük çalışma modeline ilişkin araştırma yapıldı.
Araştırma öncesinde her şirket, üretkenliği koruyacak şekilde iş akışlarını yeniden düzenledi. Bu süreçte verimsiz toplantılar gibi zaman kaybına neden olan uygulamalar azaltıldı.
Deneme başlamadan 2 hafta önce ve 6 ay sonra çalışanlara zihinsel sağlık ve iş tatminine yönelik aynı anketler uygulandı.
Araştırma sonunda, bu modelle çalışanların büyük kısmı iş performansının arttığını, stres ve tükenmişlik seviyelerinin azaldığını ve genel olarak kendilerini daha iyi hissettiklerini belirtti.
Araştırmacılar, 4 günlük çalışma sisteminin ilk baştaki etkisinin zamanla azalabileceğini düşünerek denemenin başlangıcından 12 ay sonra da veri topladı. Sonuçlar, çalışanların memnuniyet seviyesinin yüksek düzeyde kalmaya devam ettiğini gösterdi.
Japonya’dan kök hücreden insan embriyosu üretimine onay
Japonya hükümetine bağlı biyoetik kurulu tarafından hazırlanan raporda, kök hücre kaynaklı sperm veya yumurtalardan elde edilen embriyoların, mevcut yasal sınırlamalara uygun şekilde en fazla 14 gün süreyle laboratuvar ortamında geliştirilmesi gerektiği belirtildi.
Embriyoların sadece bilimsel araştırmalara katkı amaçlı üretileceğinin altı çizilen raporda, bu embriyoların insan veya hayvan rahmine yerleştirilmemesi gerektiği vurgulandı.
Raporda, çalışmanın amacının, indüklenmiş pluripotent kök hücreler (iPS) ya da embriyonik kök hücrelerden (ES) üretilen yumurta ve sperm hücrelerinin normal şekilde işlev görüp görmediğini tespit etmek olduğu aktarıldı.
Enfeksiyon belirtisi olan kişileri görmek bağışıklık sistemini tetikliyor
İsviçre öncülüğünde yürütülen 5 farklı deneyde, 248 sağlıklı gönüllüye VR gözlükleri takılarak nötr ifadelerine sahip ya da bazı cilt döküntüleri gibi enfeksiyon belirtileri gösteren avatarların kendilerine doğru yaklaştığı izletildi.
Deneylerde, katılımcılardan yüzlerine hafifçe dokunulduğunda mümkün olan en kısa sürede bir düğmeye basmaları istendi.
Sonuçlara göre, enfekte görünen avatarlar uzaktan bile yaklaşıyor gibi algılandığında, katılımcılar tepki vermede daha hızlı davrandı.
Buna göre enfekte yüzleri gören sağlıklı bireylerin bağışıklık hücrelerinde gözle görülür bir hareketlenme tespit edildi. Kan örnekleri de bu fizyolojik tepkiyi doğruladı.